"önceki gece eski fotoğrafları, mektupları, kuruttuğum çiçekleri yaktım...
...bir daha yan yana olamayacağın insanlar ile aynı fotoğraf karesinde yıllarca kalabilecek olmak pek sevimli değildi benim için."
Fotoğraf sadece anıları canlandırmaz, o an ki kalp atışını sevincini hüznünü mutluluğunu naklen yaşarsın içinde.
Ve bir fotoğrafı saklamanın en acı yanı ise insanın bir daha o anı yakalayamayacağının bilincinde olmasıdır.
Kişiye ve durumlara göre değişen bir faktör. Kaybettiğiniz yakınınızın fotoğrafını görmek sizde acı hissini uyandırırken, yeni doğmuş bebeğinizin resmini görmek size mutluluğu hatırlatır. Bazen fotoğraflarda kişi ve anıdan hariç pek çok duygu da saklıdır. Bilhassa o saklı duyguların tekrara animsanmasi için esasen fotoğraflar bir yerlerde saklı durur.
Bu soruyu soranda beyin yok muhtemelen. Bu kadar genel bir soru mu olur? Vesikalık fotoğraf mesela ne ifade edebilir size. Ananla babanın ahşap çerçeveye konmuş siyah beyaz evlilik fotoğrafı ne ifade edebilir ya da.
mark zuckerberg. fotoğrafın f'sini bilmezdim. arkadaşlar "sen de facebook aç" derdi bir zamanlar. o kadar uzaktım fotoğraf olaylarına... hatta facebook hesabı edinmediğim yıllarda, arkadaşın biri fotoğrafımı paylaşmış diye kaldırtmıştım.
Sonra birden bire zuckerberg sayesinde fotoğraf çekilme bağımlısı oldum. beni buna nasıl alıştırdın mark?
Bir kere çekerken kendimi ifade ettiğimi hissediyorum. Fotoğraf çekmeye çıkıyoruz arkadaşlarla aynı yere bakıyoruz ama farklı şeyler görüyoruz o da zaten fotoğrafa yansıyor. Kadraja takılan fotoğraf aynı olmuyor.
Elinizdeki makinenin çok iyi olmasına gerek yok. Gördüğünüzün size ne ifade ettiği ve sizin bunu nasıl anlattığınız önemli. BaZen deneme yanılma ile baZen tek bir denklaşör basım sesi ile yakalayabiliyorsun içindekini.