fotoğraf makinesini kırdım önce

entry1 galeri0
    1.
  1. beni çekemeyenlerin başında o geliyordu. Sonra kendimi taşladım aynada, kaşım açıldı. Bir daha aynaya güvenmemeyi öğrendim. Tüm muslukları açtım, uzun zamandır yağmur yağmıyordu şehrime. Niye yaşıyorum ki diye düşündüm. Hem de gecenin bu saatinde. Geceler bir günün en nostaljik kısmıdır. Nasılsa herkes unutuyor diğerini. O diğeri de unutuyor öbür diğerini. Yok oluyor kainat. Unutmaktan yok oluyor. Bir aşk unutturmuyor kendini. Virüs gibi yapışıyor bedene. Kemoterapi aldığım günlerde bir hemşire vardı. Seksi falan değildi ama güzel gülüyordu. Belki dökülen saçlarıma gülüyordu bir azrail merhametiyle ama ben her aşkta zaten tüm kötü düşüncemi asardım tavana. Bir gün kendimi asarsam, beraber ölmek isterdim düşüncelerimle yanyana. O gün sabah ilaçlarımı vermeye gelmedi. Ayaklandım, ufak adımladım koridoru. ilacın vereceği rahatlıktan ziyade onu görmek nefeslendirecekti beni. Sağdan dördüncü odaya doğru yürüdüm. Utandıran kahkalarla, fısıldaşmış cümleler vardı. Çürümüş et kokusu geldi. Umudu kestikleri hastaları canlı iken morgun olduğu kata indiriyordu hastane yönetimi. Bu hastanenin oryantasyon şekliydi. Ölüme oryantasyon. Biraz daha yürüdüm. Sandalyede oturan doktoru gördüm. Kucağında bizim hemşire. Hala gülüyordu. Morgun kapısından girdim. Bir sigara daha yaktım. Tüm çekmeceleri açıp dumanını üfledim. Hepsi gülümsedi..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük