bunun sensörlü olanları çok daha dertlidir. malum hareket edince yanan bu ışık yüzünden ıkınma anında garip hareketler yapmanıza sebep olur. sıçarken karanlık bir odada el sallamak kadar dramatik bir hadise yoktur.
malumunuzdur tuvaletteki ampülü yakmak için kullanılan düğme genelde tuvaletin dışındadır. bu yüzden siz tuvalette ıkınırken dışardan biri ışığı kapatabilir ve siz de işinizi bitirmeden çıkıp tekrar açamazsınız. halbuki ampülü açma kapama düğmesi tuvalette olsa böyle bi durum yaşanmazdı. kim hangi akla hizmet onu dışarıya koyduysa büyük aptallık etmiş.
hata olmayan mantık hatasıdır. Tuvalet bilindiği gibi en hijyenden uzak ev/işyeri vb bölümlerindendir. Ayrıca içeride genel bir nem oluşumu söz konusudur.
bu iki durum sebebiyle anahtar dışarıdadır. peki olmasaydı?
Gecenin bir yarısı uykulu bir halde annenizin beyazlatıcı dolu bıraktığı leğene ayağınızı sokmazsınız. Yere düşmüş dökülmüş bir şeyin üzerine basa olasılığınız sakarlığınız ölçüsüne düşer. Işığı yakayım derken bir titreme gelmez. Biz buna elektrik çarpması deriz. Bir de yerler ıslaksa öbür tarafta görüşürüz.
işte böyle sayın mantıklılar.
genelde avmlerde olan, sensörlü ışıklardaki hatadır. tuvaletlerde hareket eden tek şey anüstür ve daha bunun hareketi algılayacak bir sensör icat edilmemiştir. ancak tasarruf manyağı insanlar yüzünden şu anda insanların bir çoğu avm lerde karanlıkta sıçmaktadır.
rezil rusva bir durumdur. biri dışarıdan ışığı söndürdüğünde bağırmak gerekir, hele bir de sensörlüyse içler acısı bir durum. örn: Tuvalettesiniz sensör nedeniyle ışıklar kapanıyor, üşengeçlikten dolayı hareket etmiyorsunuz, birisi boş sanıp aniden içeri dalıyor, sensörler nedeniyle ışıklar açılıyor dolu bile diyemeden rezil oluyorsunuz. (bkz: içler acısı)
işte mucize çözüm: Tuvelet malumunuz da olduğu gibi hacetin giderildiği yerdir ve hacet giderilirken eller kirlenir. o sebepten kirli elle dokunmayı minumuma indirmek için mümkün olan en uzak yere konulmalıdır.
