bir edebiyat öğretmeni olsaydım, öğrencilerimle fotoğraf çektirirken "soldan çekmeyin çocuklar yhaaa, çirkin çıkıyorum" demezdim elbet. en sevdiğim kitabımı, eskimiş, sayfaları yıpranmış haliyle yanımda götütürdüm. benim sermayem kitap olurdu. bir öğrenci bile "ne okuyor la bu dallama" diye merak edip okusaydı kendime kar bellerdim.
ya da bir ceza reisi olsam, ceza kanunu eksik etmezdim yanımdan.
bunlarınki de aynı hesap mı diye düşünüyorum. elbiseyi göstermek bahane, o klişe, klasik, kadın vücudunu metalaştıran, tüketime davet eden, ağzımın salyasını akıtan ama başka da bi boka yaramayan o "kıçı dönüp fotoğraf çektirme" adetini böyle bir mantıkla mı sahipleniyorlar?