so the season of the fall begins
down the crossroads in a sleepy little inn
by the fire when the sun goes down
but the night becomes you
and the secrets of the rain
forever autumn
and the season of the fall begins
out the nightlands when the thunderstorm sets in
the secrets clear in the cloudy night
but the night becomes you
and the secrets of the rain they will stay the same
and the time will come soon
with the secrets of the rain and the storm again
coming closer every day, forever autumn
and the season of the fall begins
past the pass nobell past willow is weeping
a ripple forms on the brinks of time
but the night becomes you
and the secrets of the rain, they will stay the same
and the time will come soon
with the secrets of the rain and the storm again
sözleri:
The summer sun is fading as the year grows old
And darker days are drawing near
The winter winds will be much colder
Now you're not here
I WATCH the birds fly south across the Autumn sky
And one by one they DISAPPEAR
I wish that I was flying WITH them
Now you're not here
Like the SUN through the trees you came to love me
Like a leaf on the breeze you blew away
Through Autumn's golden gown we used to kick our way
You always loved this time of year
Those fallen leaves lie undisturbed now
Cause you're not here (x3)
(Instrumental break)
Like the SUN through the trees you came to love me
Like a leaf on the breeze you blew away
A gentle rain falls softly on my weary eyes
As if to hide a lonely tear
My life will be forever Autumn
Cause you're not here (3x)
(Instrumental break)
Cause you're not here (3x)
(short instrumental)
Cause you're not here, (fade out)
şarkının anlatmaya çalıştığı şey de:
artık olmayan bir insanın sonbaharı nasıl sevdiğini ve artık o olmadığı için kendi hayatında ömür boyu sonbahar yaşayacağını. o insansız herşeyin nasıl daha soğuk ve boş olduğunu anlatan parça. hüzünlüdür.
çocukluktan bugüne kopmadığım tek arkadaşım, vefalı dostum, kankam... ne günler geçirmişiz be, eşek kadar adamlar olduk. dandik bilgisayarlarımızla ilk yerel ağı kurduğumuz gün, dünyanın en büyük icadını yapmış gibi mutlu olmuştuk. sabahlara kadar fm oynayıp, sonrasında pes ve nba... daha da öncelere gidersek, çocukluğumuzda da beynimiz sulanırcasına başından kalkmadan oynadığımız atari anılarımız var ki, hala unutamam.
o kadar uzun zaman olmuş ki, neler neler görmüşüz, neler neler yaşamışız. o kadar hızlı geçiyor ki hayat, geçmişi düşünmeden bu kadar hızlı geçtiğini anlayamıyorsun. iyiki varsın lan.*
ulan adam kürtlere laf ediyorsa nasıl kürt ırkçısı olur anlamadım gitti. millet bir tuhaf yazı yazar oldu. cahil kesim vesselam, rahatsız olan baykuşlar hemen uçuğ geliyor.
birinin artık sözlükte cirit atan şov meraklısı kürtlere bir şeyler yazması gerekiyordu, sonunda çıktı. ellerine sağlık. şimdi ne kadar kürtçü baykuş ve sadık dostu komünist varsa nick altına gelip "ırkçı, faşist" diye zırlayacaktır. baba meslekleri yahu...
bir oturuşta hem şırdanını yer hem mumbarını. nasıl bir iştahtır bu kardeşim çözemiyorum gitti. anladığım kadarıyla da sözlüğün ermeni kırmaları ve kürtçüleri dadanmış. siktir etsin, binlerce yıldan beri konuşan insanlar bunlar, bir halt beceremediler. canını sıkmaması gereken dostumdur. sinirlenmesin, şırdan yesin...
