2012 sürümünden beri bağımlısı sayılabilecek kadar oynadığım oyundur. 2025'in yetiştirilememesi neden çıkmayacağı duyurulduktan sonra 2024 ile hayatına devam etmektedir.
Şu oyuna gösterdiğim azmin yarısını başka alanlarda göstersem Türkiye'den yeni bir Aziz Sancar çıkabilirdi.
En son başarım Almanya 3. Lig'den 1860 München ile 10 sezonda Bundesliga, DFB-Pokal ve Şampiyonlar Ligi kupalarını almak oldu.
Şu an Karşıyaka menajeri olarak 3. senede TFF 1. Lig'i lider götürüyorum. Hedef 10-15 sene arasında Süper Lig dominasyonu ve Avrupa'da en az bir kupa.
Sports Interactive tarafından geliştirilen ve sega tarafından yayınlanan bir futbol menajerliği simülasyon oyunudur. muadillerine göre daha gerçekçi bir oyun motoruna ve dinamiklere sahiptir. fm 2025 oyununun ise önümüzdeki yıl mart ayında çıkması planlanıyor.
seride en keyifli şey muhtemelen alt liglerde çalışıp yukarıya zıplamak veya takımı büyük takım haline getirmektir. bunu yapmak için hazırladığım bir yazı burada.
sakaryasporun başına küçük umutlarla gelmişim. malum istediğimiz takımla başlayabilme hakkı insana çılgınca şeyler yaptırabiliyor. şimdiki ptt 1. lig, o zamanlar ki adıyla 2. lig klasmanından bir takım alıyım dedim. baktım sakaryaspor uygun. hayır sakaryayla da alakam yok. yazık sonucu bilsem hiç başvurmazdım bile. neyse ki iş başvurumu kabul ettiler ve takımın başına geçirdiler. ama taraftar endişeli. haklılarda düne kadar varlığından habersiz oldukları bir adam ben manager olacam deyip takımın başına yeşillendi.
çok uzatmıyım. yanlış transfer politikaları, doğru taktiği bir türlü bulamamak, doğru oyuncuları seçememek vs. gibi durumlardan kaynaklı 33. hafta maçına 15. sırada girmiş bulunmaktaydım. allah var kovmadılar. halbuki yukarıya oynama hedefleri vardı. baktılar bu saatten sonra yapacak birşey yok yaradana sığındı adamlar anladığım kadarıyla. ama ne yapsam tutmadı. takım resmen benimle oynamak istemedi.
son maça girdik. o zaman da yanlış hatırlamıyorsam rize ile oynayacağım. ve yenilirsem 3. lig merhaba sana hediye getirdim diyecem. tabi sakarya beni napar o da ayrı bir tatava. kadromu kurdum, yaradana sığındım ve maç başladı. hemen başlarda bir penaltı kazandık. ligdeki ilk penaltı. kosmos bana kıyamadı dedim içimden. neyseki ilk yarıyı o şans penaltısıyla 1.0 kapattık. çocuklara devam dedim. napıyorsanız onu yapın benlik bir durum yok. zaten sonuç ne olursa olsun bana olacaklar kesin. ikinci yarı bu düşüncelerle başladı. ve senaryo benzer oldu. ama bu sefer rakip takım lehine. merhaba 1.1 . takımdan ne kadar uzaklaşmışsam artık. bir tabloya bakıyım dedim. o an gerçekleri anladım. 1 puan bana yetmiyor. ve resmen düşüyoruz. çaresizce olanları izlerken tarih yeniden dönecekti. 1 oyuncu değişikliği hakkım var. ve forvet oynayan marangoz sakatlandı. çaresizce yedek klubesine baktığımda bir tane forvet olduğu yönünde beyanı olan 27 yaşında sezon boyunca ilk 18 e bir kere bile almadığım ve mevkiisi fc olmasına rağmen bitiriciliği 4 olan bir garip vatandaş oturuyor. adı ejder. gel dedim. gel gardaşım. çık şu yeşilliğe gez gel azıcık. olmadı papatyadan taç falan yap. on dk sonrada gel. neyse eleman çıktı şaka maka 10 dk bir istatistik bile oluşmadı oyuncu verilerinde. pas bile yok. ben öylece bakıyorum. 93' da uzaklardan defansımın allah ne verdiyse vurup gönderdiği topa sadece tek bir vuruş, tık yani,sürmek falan yok, gelene tık diye dokundu. kümede kaldık. klavye kırıldı. sandalyeden düştüm. sonra kovdular. olsun lan. kaldım kümede.
5 yıl sonra acı bir gerçek öğrendim. bu bilgiyi hiç bir yerde bulamazsınız. Öyle ki 5 yıldızlı oyunculardan oluşan efsane kadrolar kurup oynardım her lig bitiminde en aşağı 10 maç kayıp veya beraberlikle sonuçlanırdı. Çıldırırdım! Hani bazen sakatlık olur, formsuzluk olur, kırmızı kart anlarım. Ancak çoğunda sıkıntısız kayıp veya beraberlik söz konusu oluyordu. 5 yıl sonra anladım ki 11 ronaldoyla da girsen bir takım 3 sezon birlikte oynamazsa ( en azından kadronun %80'i ) birbirlerine alışamıyorlar. Bu yüzden her maç 4-3, 3-2 gibi bol gollü maçlar yapıp yenip/yeniliyordum. Bu bilgi de oynayanlara gelsin.
çıldırtmak amacıyla yapılmış oyun. yüzde 60' a 40 topla oynama, 23' de 15 kaleyi bulan şut üstünlüğünüzün olduğu maçı bir kere değil beş kere kaybedince etmedik küfür bırakmıyorsunuz. ama kopamıyorsunuz da... yenilen pehlivan güreşe doymazmışçasına...
96/97 sezonuyla başladık. 98 de liglerin çoğalması bizi mest etmişti. Hatta türk takımlarından ogün ü, sergen i, şifoyu, van gobbel i transfer edebilmek mumkundu. Hami'yi de unutmayalım. Vay be 20 senedir bilfiil..
