Newcastle United'la ilk sezonumu oynamaya devam ettiğim oyun. Oyunu oynadığım kadarıyla biraz anlatmak istedim. Öncelikle Gaitan sen ne hayvan bir adamsın lan. Alın efenim sol kanada ihtiyacınız varsa alın bu adamı. Neyse , newcastle'a yaptığım tek transfer gaitan. Ki yetiyor tek başına. Aldığım bi kaç skor şöyle ;
Chelsea 0 - 1 Newcastle
Newcastle 8 - 0 Liverpool ( Evet , 8 ! )
Newcastle 5 - 2 M. City ( Acımıyoruz efenim. )
Şimdi bu skorları alan bir takımın alt seviye takımları hayli hayli yenmesi lazım değil mi ? Olmuyor işte. Ben liverpool'a 8 atıyorum ardından swansea'den 3 yiyorum , m.city'e 5 atıyorum fulham'dan 2 yiyorum. Ha atak yapamıyoruz diyemem çünkü her maç kaleye 30'dan fazla şut çekiyoruz ki ortalama 17 si isabetli oluyor. Ama gol olmuyor. Çok enteresan yani. Kaleye ne kadar az şut çekerseniz o kadar çok gol atıyorsunuz gibi bir istatistik oluştu bende.
Cabaye 6 ay sakatlandı ki orta sahamın bel kemiğiydi o. Hatem Ben Arfa muhteşem bir oyuncu. Forvet arkasında serbest oyuncu olarak oynatın yeterli. Sağ ve Sol beklerde Debuchy ile Davide Santon zaten sizin vazgeçilmezleriniz olacaktır.
Galatasaray'la başlamayı çok isterdim ama yabancı sınırına ayar olduğum için vazgeçtim. Belki ilerde. Oynayın efenim. Zevkli oyun vesselam.
sıradan bir futbol maçında, topun en fazla kaç değişik şekilde direkten dönebileceğini göstermeyi amaç edinmiş oyun. oyunu yapanların bu direkten döndürme sevdasını ancak bu şekilde açıklayabilirim.
Ne taktik yapsam istediğim gibi maç kazanamıyorum arkadas. Almeria ya bile 2 0 dan 3 2 ye maç verdim deli olmamak elde değil. Ulan bu ibneler benim üstüme mi oynuyor napiyor anlamadım.
fenerbahçe takımını seçtiğim ve 4-3-3 hücum futboluyla her maç rakiplerimi gollere boğduğum oyun. her maç rakiplerimi beklenmedik bir skorla yenince oyunun açığını buldum galiba diyordum ta ki galatasaray'a 2-0 yenilene kadar. yalnız bir kez daha galatasaray'la karşılaştım onda da 4-0 yenmiştim. genellikle galatasaray'a karşı deplasmandayken kontra, kendi evimdeyse defansif futbolla oynardım. böyle oynarken de ya berabere kalırdım ya da kazanırdım. hücum futbolu oynayıp yeneceğime pek ihtimal vermezdim. 4-3-3 taktiğe yatkınlık derecesi de tam olduğundan hücum futbolunu tercih edince takımımdan istediğim performansı alıyorum. kayserispor'a karşı bir maçım da 5-5 berabere bitmişti. onlar 5-3 öndeyken, son dakikalara gelmişti, ben artık kesin yenildim diyordum, beraberliğe hiç ihtimal vermezken, birden 2 gol atıp berabere kalmam beni şaşırtmıştı. şu oyunda son dakikalar olsa bile 3-0 önde olsam yine berabere kalabilirim gibime geliyor.
söylemeden edemeyeceğim şu yabancı sınırlaması yüzünden türkiye ligi'ni bırakabilirim. şu an ikinci sezondayım ve ilk 11'de sadece 5 oyuncu oynatabiliyorum. tamam iyi dereceleri türk oyuncu olsa şikayet etmezdim de o da yok ki. ben de bu yüzden altyapıya olabildiğince yatırım yapıyorum. genç oyuncu transfer edip erkenden onları takımıma kazandırmaya çalışıyorum. bizim ülke kulüplerinin 100 bin euroluk oyuncu için 8 milyon euro istemeleri de beni çileden çıkartıyor. yabancı bir takımdan değerini tam hatırlamıyorum en fazla değeri 500 bin euro'dur, genç oyuncuyu 2,4 milyon euro'ya takımıma transfer ettim.
transfer seçeneklerindeki nabız yokla fonksiyonunu iyi ki koymuşlar. bir takıma teklif verirken bir miktar para öneriyorum "nabız yokla" butonuna basıyorum sonra da fiyatı biraz daha indirip belki bu fiyatı kabul ediyorsa o kadar para vermem deyip tekrardan "nabız yokla"ya butonuna basarak kulüp tarafından kabul edilebilir açıklaması çıkıyor ve ben de biraz fazla para ödemekten kurtuluyorum. oyuncu satarken de bunun tersi olarak fiyatı yükselterek teklifleri daha çabuk yapabiliyoruz. önceki sürümlerde oyuncu alıp satırken habire teklif yapıp cevap vermesini bekleyip duruyorduk. pazarlıklarda uzun sürebiliyordu hâliyle. bu nabız yokla seçeneğini çok iyi düşünmüş sega. hem oyuncu alıp, satarken diğer kulübün en az ya da en fazla hangi parayı kabul edebileceğine nabız yokla sayesinde anlayabiliyoruz hem de pazarlık aşamaları çok sürmüyor. nabız yokla butonuna bastıktan sonra hemen kulüp senle pazarlığa geçiyor.
oyuncu konuşma seçeneklerinin arttırılması, oyuncunun moralini yükseltmek ve kendimizle ilişkisini sıkı tutmak bakımından güzel olmuş. oyuncu ödül aldıktan sonra ya da milli takıma seçilmişse onunla ilgili bir haber geliyor haber kutumuza ve onu tebrik etmek istediğimizde sağ altta oyuncu tebrik et butonu çıkıyor ve onu tebrik edebiliyoruz. eğer oyuncunun kadro durumunu değiştirmek istiyorsak bu konuyu onunla konuşabilme seçeneğimizde var. oyuncu yaşlanıyorsa ve artık kadroya almak istemiyorsak bunu yine onunla konuşabiliyoruz. ben egemen korkmaz ile konuşma yapmıştım öyle. "anlıyorum sizi, ne zaman isterseniz ben hazırım" gibisinden bir cevap vermişti. böylece haber kutumuzda oyuncunun, beni neden oynatmıyorsun cinsinden haberlerle karşılaşmayacağız. birkaç tane daha var böyle konuşma seçenekleri ama onlar football manager 2013'te vardı sanırım, tam hatırlayamadığımdan onları yazmayayım.
yönetimde fikir ayrılıkları yaşadığımızda artık bunu basına sızdırabiliyoruz. bunu henüz hiç yapmadım ama yönetimle ilgili bir sorununuz ve takımdan atılma riskiniz yoksa yapmanızı öneririm. bu takımdan kovulma riskinizi daha da çok arttırabileceğini düşünüyorum. benim istediğim konular olsa da olur olmasa da şeyler olduğundan hiç basına sızdırmadım. zaten çoğunu kabul ediyorlar. bir daha fikir ayrılığı olursa bi denerim, tepkilerini merak ediyorum. ayrıca yönetimin bizim hakkındaki güven konularındaki biri olan "iş durumu" hep düşük. iş durumunun ayrıntısına baktığımda da "sözleşmenizi sonlandırmak fazla bir miktara mal olmayacağından, iş güvenliğiniz oldukça düşük" yazıyor. yönetimde güven derecesi sağlam, bu iş durumunu yükseltmek için takımda daha fazla başarıya atınca mı yoksa takımla sözleşme yaparken tazminatımızı yüksek tutabileceğimiz bir seçenek var da öyle mi çözüyoruz, bilmiyorum. o konuyu hâlen anlamadım.
taktik ayarlarındaysa başlangıç taktiği ve alternatif taktikler olmak üzere iki bölüme ayrılmış. alternatif taktikte sınır ne kadar bilmiyorum. her maç taktiği önceden ayarladığınız alternatif taktiklerden birini seçerek onu başlangıç taktiği yapabiliyoruz. antreman bölümünde antreman programından mutsuz/memnun/mutsuz olanların sayısını ve kadronun kondisyonunuysa maça hazır/maçtan sonra yorgun/maç kondisyonu eksik/maç kondisyonu fazlasıyla eksik/sakat/antremanda sakatlanan/yorgun olanların sayısını daire grafiğiyle desteklenmiş hâlde görebiliyoruz.
oyun genel bakımdan ayrıntılı, seçeneği bol, grafikleri arttırılmış. kendi adıma beklediğime değdi, güzel olmuş oyun, tabii şu konu haricinde (...ki önemli bi konu); maç motorunda oyuncuların net pozisyonları özellikle kaleciyle karşı karşıya pozisyonları "çok" kaçırması sinir bozucu durum. gol olduğunda bazen gol olduğunu belirten bildirim geç geliyor, gol sayıldı mı sayılmadı mı diye tereddüte düşüyorum. son dakikalarda gol yiyerek beraberliğe/yenilgiye de doyuyorum.
belli bir süre oynadıktan sonra herhangi bir hata mesajı vermeden masaüstüne yolladığı için henüz adamakıllı bir yorum yapamadığın simülasyon. bazen bir maça girerken, bazen de ayarları değiştirirken anında attı.
oyunu playstore'dan aldım. steam üzerinden indirdim. versiyon 14.1.3
aynı sorunla karşılaşan varsa ya da çözümünü bilen, yardım için mesajlarınıza muhtacım.
ilk kutulu olarak piyasaya çıkan Linux oyunu olduğu için almayı planladığım oyundur.
not: doom 3 ve birçok id software oyunun linuxpatch leri mevcuttur, ancak bu patch internetten indirilir ve windows dosyalarının içerisine patchlenir.
bir kaç takviye ile en iyi fm olabilecek oyun.beta sürümünde olmayan bazı sorunlar full sürümde karşımızda. maç motoru daha heyecanlı ama özellikle burada sorunlar var. nedir onlar ?
2013'te maç başı 3 direkti. burada beş olmuş. bu kadar direk tadımızı kaçırıyor. betasında da oluyordu ama full sürümde coşmuş. 4-5 maç üst üste maç sonu basın toplantısında bugün 5 topunuz direğe çarptı falan filan diye sorular geldi. tadı kaçtı.
ofsayt nedeniyle sayılmayan gol de her maç var ama her maç.
southampton ile ilk yıl on üçüncü olup götü kurtardım 2. sezonumda altıncı, 3. sezonumda dördüncü oldum bu yıl ise ilk yarıyı lider kapattım. şampiyonlar ligi şampiyonu city bana teklif getiriyor felsefelerini görmeden hayır diyorum. eski oyunlarda kulüp buna bir reaksiyon verirdi. aslansın kaplansın diye. yok bir şey. kulüp efsanesi olmuştum biraz başarı sağladığım her yerde. ama 2014'te elde ettiğin başarılar ya da kulübe gösterdiğin bağlılık hiç bir şey ifade etmiyor. üstelik sevdiği kulüp southampton olan, doğma büyüme southamptonlı olan birisiyim. beşiktaş taraftarı geleni geçeni beşiktaşın çocuğu ilan ediyor. hakiki southampton çocuğuyum ama tık yok. ulan sizi aldım küme takımıydınız üstelik wonderkidler diyarına çevirdim. başarılar art arda geliyor tüm southampton halkı olarak resmen para kesiyoruz, siz de tık yok.
ama çok zevkli. oyuna felsefelerin katılması. muhteşem kullanışlı ara yüzü. heyecanlı maç motoru. makul sayılabilecek transfer sistemi.
ha bi de aklıma geldi. o kadar zenginim her yıl 40 50m poundluk adam satıyorum. her şeyimiz var. kulüp her felsefemi kabul ediyor ama personel sayımı ki gerçekten az dokuz sanırım yükseltmeyi teklif ettiğimde sanki karısına kızına kast etmişim gibi hayatta olmaz triplerine giriyorlar. ulan 2 antrenör daha lan çok mu şey istiyom. beleşe aldığım adamları 10 12 ye iteledim 2 antrenörü mü çok görüyonuz?
yeni güncellemeler gelene kadar sabırla oynamanız gereken oyun.
ister barcelona'yı ister akhisar belediye spor'u alın rakip takımın size kaplan kesiliyor.
epey de zorlastirmislar oyunu. gorsellik ve grafik açısından aşmışlar. lakin duzeltilmesi gereken çok sey var. direktifler kısmı hos olmuş. ayrıca takımın sizi kovmadan önce uyarmasi ayri bir güzel.
fenerbahçe kariyerime kendi adımla başladım. ilk iş olarak simone pepe'yi kiralamak oldu. sağ kanatta fırtına gibi başladı ilk 3 maçında 3 gol 2 asist yaptı. sonra siktir oldu gitti resmen adam. parayı alıyor sözleşme yüzünden geri gönderilmiyor. gol yok performans yok. her neyse. baktım ismail kartal yarak kürek taktikler veriyor. dedim rıdvancım gel. geldi hemen dilmenciğim. ocak ayına girdiğimizde lig sekizincisiydik. deli gibi maç kaybediyoruz ama gol kralı ne hikmetse sow. adam 17 maçta 21 gol atmıştı halbuki. şubat ayında oynanan akhisar maçında 2-2 berabere kaldık. kovdular beni. çok üzgünüm. şimdi tek hedefim bir türk takımıyla fenerbahçe'yi madara etmek. ama beni isteyen türk takımı yok...
edit: eskişehir'de boş koltuk vardı gittiler ersun yanal'ı aldılar...
edit2: lille'e beni alın dedim gülüp geçtiler...
edit3: galatasaray mayısı beklemedi şampiyon oldu... nisan ayında insaf be...
