borussia mönchengladbach kadrosunda yer alan Marc-André ter Stegen* sayesinde feci zevk aldığım oyun. harikalar yaratıyor adeta. 17 maç üst üste kalesini gole kapatmıştır kendisi. bayern, dortmund, cska bu maçlar içerisinde. fiyatı göstergesi 9,5-10 milyon euro arasında değişiyor. biri istese kaça vermem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok. 30 istesem çok mu olur lan. neyse. artık oyunu bıraktım, kaleci gol yiyecek mi yemeyecek mi diye oynuyorum adeta. bir keresinde 2-0 hsv önünde maçı önde götürüyorken kaleciyi oyundan çıkardım diğerini soktum acaba gol olacak mı diye. maç 2-1 oldu. bir daha da denemedim öyle şakalar komiklikler. parayı basıp alın derim. ayrıca kadromdaki luuk de jong isimli über forvet stefan kießling ile gol krallığı yarışına girdi ki anlatamam. bayern ve dortmund ligde dökülmüş durumdalar. nürnberg ve fürth sürpriz bir şekilde şampiyonluğu zorluyor. fm oynayacaksınız bundesliga'yı bir deneyin derim. ne la liga, ne türk ligleri ne de sıradışı heyecanlar bundesliga kadar zevk verici olmuyor. daha önce 1461 trabzon ve kayseri erciyes tecrübelerim olmuştu ve tam bir zulümdü. abuk takımlarla lige çıkıp şampiyonlar ligi'ne katılan adamlar oluyor. on adamlar ne içiyor da onları başarıyor anlayamıyorum. ben futbolcunun ayağına gidip çogüzel oynadın, performansını devam ettir koçum yiğidim aslanım diyorum, gazlıyorum adamı. futbolcu bana hiçte öyle değil falan diyor morali bozuluyor emenike. bundesliga'da da bunlar oluyor ama hiç olmazsa adamlar futbollarını oynuyorlar. bu arada augsburg'u almayın derim. 25 haftaya girdik ligde sadece iki puanları var. çıplak kadınlarla forma tanıtımı yaparsan böyle olur işte.
4-2-4 en faydalı taktiktir. iyi kanat elemanlarınızla fark yaratabilirsiniz. Çok hücumcu diye eleştirilebilir ama savunma oyuncularınızı iyi seçtiğiniz sürece her takımla harikalar yaratabilirsiniz. Oyunda bekler özellikle çok önemli, beklerinize stoperlerinizden daha çok özen gösterin seçerken çünkü kötü oynadıklarında oyununuzda ciddi sorun oluyor ve her aşırı gol yiyorsunuz.
bokunu çıkardığım oyun. 5 saat önce gladbach'taydım, sonra u21 hollanda'nın başına geçtim, birkaç saat önce senegal'in başına geçtim, lan ne işim var zencilerin arasında deyip istifa ettim. az önce ajax'la anlaştım. af edersiniz ama bir şey soracağım, bu pezevenk kulüpler götünün keyfine göre beni kovuyor. benim tazminatım mazminatım falan yok mu lan? ben o kazandığım paraları götüme sokmak için mi kazanıyorum! *
fm 2014'te kendini bazı konularda geliştirmesi şart olan canım ciğerim oyun.
şimdi şöyle; yarım yıldız potansiyelli ve 19 yaşındaki bir oyuncum var. oyuncuyu tanımıyorum bile. benimle konuşmak istiyor. ne vardı gülüm diyorum ? beyefendi kiralık gitmek istiyormuş as takıma hazır olmak için. bir bakıyorum adamın sözleşmesi bitmiş zaten. yani birazdan serbest bırakacağım bu adını bile bilmediğim oto tamircisi çırağı, gelmiş beni kiralık yolla diyor. ulan sözleşme istesene dürzü?
hele 15 lik free oyuncuların bana hiç yüz vermeyip sonra da futbolu bırakıp oto sanayinde işe girmelerine ne demeli. fm 2014 ün siparişini verdim, daha oynanabilir bi oyun için pustum bekliyorum.
Kırkağaç i.Y nu bölgesel amatör ligden 6 yılda süper lige çıkarıp bir dafa şampiyon olduğum 2 defa ziraat türkiye kupası aldığım daha sonra yönetimle olan anlaşmazlıklar sonucu istifayı bastığım oyundur, şu an 2028 yılında GS apollon takımındayım bütçe sıfır kadro sıfır,amacım ligden düşmemek ama zor be sözlük.
2019/20 sezonu son haftaya girilmiş durumda. takımım trabzonspor ve beşiktaş 72 şer puanla zirveyi paylaşıyorlar. ancak ikili averajla beşiktaş önde. avni akerdeki maç 0-0 bitmiş, inönüdeki maç ise 1-0 beşiktaşın üstünlüğüyle tamamlanmıştı. 33. haftada beşiktaş ile karşılaşan 1461 trabzonda karakartalların kazanma serisini engelleyememiş 5-0 gibi net bir skorla yenilince trabzonsporun güvendiği dağlara kar yağmıştı.
geçen sezonda şampiyonluğu 2 puan farkla beşiktaşa kaptırmış olan trabzon taraftarları bu sene aynı şeyi yaşamak istemiyorlar ancak kendi takımlarının kazanmaları yetmeyecekti bu maçta. iki takımda son hafta deplasmana gidiyorlardı. beşiktaş kayseri erciyes deplasmanına, trabzon ise sivas deplasmanında sahaya çıkacaktı. sivasın kazanacak veya kaybedecek herhangi birşeyi kalmamıştı. erciyes içinse aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. 15. sıradaki erciyes aynı puana sahip 16. sıradaki adana d.s. ile haftalardır kıyasıya bir yarış içindeydi. adana ise kasımpaşa deplasmanına çıkacaktı.
ve maçlar başlamıştı.
dakikalar 8 i gösterirken trabzon 2. golünü atıyordu. tribünlerde inanılmaz bir sevinç vardı. ama bu sevinç milli takımın en formda ismi ali rıza kelkitlinin attığı gole değil, kadir has stadından gelen gol haberineydi. ilk yarılar bittiğinde skor tabelaları;
devre arasında istanbulda büyük bir sessizlik hakimdi. ligin ikinci yarısında sadece fenerbahçeye puan kaybeden takımlarının erciyes deplasmanında nasılda şampiyonluğu kaçırmak üzere olduğuna kimse anlam veremiyordu. trabzonspor soyunma odasında ise şimdiden şampiyonluk kutlamaları başlamıştı. adana d.s. futbolcuları ise berabere kaldıklarında bile kümede kalamayacaklarını anlamış gibiydiler.
ve ikici yarılar başladı.
ilk gol haberi kasımpaşadan geldi. hiçbir umudu kalmayan adanayada bir darbede kasımpaşadan gelmişti. bu gol haberi kadir has stadında bir rahatlamaya sebep olmuştu sanki ve kayseri aslanları bu dakikadan sonra adeta kedi kesilmişlerdi. sadece 5 dakika sonra beşiktaşın golü geldi. 196 lık atınç kullanılan kornerde topu bir anda önünde bulunca kaleye göndermek zor olmadı. dakikalar 83 ü gösterirken yine topun başında korneri kullanmaya emrah başsan gelmişti. bu kez ön direğe kesti, savunma müdahele etti ancak ceza sahasındaki bir müdaheleye maçın hakemin bülent yıldırım düdüğünü çalmıştı. evet penaltı noktasını işaret ediyordu. itiraz yoktu net penaltıydı. todorov topun başına geldi sol köşeye topu yuvarlarken erciyes kalecisi kılını bile kıpırdatmadı. zaten 3 dakika öncesinde iyice rahatladıkları kasımpaşanın 2. golü haberi gelmişti. beşiktaş taraftarı umutlanmıştı. bu kez sessizlik sırası trabzon cephesindeydi. futbolcular adeta kendi maçlarını bırakmış, tribündeki taraftarların gözlerine bakıyorlardı. bir gol daha olmasın diye dua ediyorlardı.
artık son dakikalar oynanıyordu.
erciyes savunmasının neden bu kadar öne çıkmış olduğu anlaşılmamışken hızlı bir kontra atak geliştiren beşiktaş, ismail köybaşının alışık olmadığı şekilde sağ ayağıyla yaptığı vuruşla şampiyonluğa koşuyordu. beşiktaş menejeri carlos carvalhal maçtan sonra ligi sonuna kadar hakettiklerini belirtirken, trabzonspor menejeri guesey ise türkiye liglerinde daha öncedende bu tarz şeyleri yaşadıklarını ve şampiyonluklarının ilerleyen yıllarda kendilerine verileceğini iddia etti.
inanılmaz zor olan menajerlik oyunudur. newcastle united ile manchester'den 5 , chelsea'den 4, liverpool'dan 3 yediğim halde arsenali 1-0 yenecek kadarda ilginç bir oyundur.
edit: ayrıca newcastle united ile seribaşı olarak katıldığım uefa avrupa ligi eleme turunda 1923 atromitos athens diye ezik bir yunan takımıyla eşleştim. ilk maçı deplasmanda tek kale olarak oynadım ve 1-0 kazandım. bunları eledim diye düşünürken rövanş maçı kendi evimde olmasına rağmen 2-0 gibi şok bir skorla elendim. ulan yunanistanın bağrından kopup gelmiş köy takımı 1923 atromitos athens geldi bizi ingiltere'de yani mabedimizde 1-0 'ın rövanşında 2-0la geçti. olacak şey değil efenim.
edit 2: yine atromitos maçında dakika 20'de 2.sarıdan oyun dışı kalan defans oyuncum mbiwa'ya değinmiyorum bile.
uzun yıllar yardır yardır, nice amatör kulüpleri birinci liglere çıkar, avrupa'da başarıdan başarıya koş... ondan sonra en güzel olduğu zamanlarda büyü!
olacak iş mi lan?! ben bu oyun 3d olsun da öyle oynayayım diye bekledim yıllarca! şimdi çıkmış 3 boyutlusu, ama bizim derdimiz oyun değil, yaşamak olmuş!
amına koyim böyle teknolojinin! şu oyunları ya ben oynarken geliştirsinler ya da oynamadığım zamanlarda geliştirmesinler! ben nasıl oynuyosam öyle kalsın!
3. ligdeki rangers ile celtic'in hükümdarlığını yerle yeksan ettiğim oyun. çeşitli capsler ile süsleyeceğim bu entry halen devam eden rangers kariyerimle dolu doludur.
zaten çok iyi bir kadroya sahip olan rangers'i 3. ligden 2'ye oradan 1. lige ve nihayetinde premier lige çıkarmak an meselesi. çıkarsın ama hangi strateji ile çıkaracaksın? berbat halde bulunan bütçeyi nasıl düze çıkaracaksın? ben şöyle bir yol izledim. alt liglerde tecrübeli adamlar çok lazım oluyor. o yüzden sene başı mc culloch ile sandaza gol manyağı oluyorlar. cammy smith ve ryan gauld transferleri ile ki bunlar 16 yaşında geldiler bana ve şu an yükü onlar çekiyor. 6. sezonumu oynuyorum. git gide gençleşen bir kadro kurdum. ilerleyen yıllarda goulon ve abdi ibrahim ile kadromu şenlendirdim. 1. ligi oynarken quaresma geldi free ve fabianski. quaresma oynamadı tabii ki yattı parasını aldı gitti bonservissiz. fabianski ile kalem sapasağlam. 3. ligde iken iskoçya kupasında finale çıkma başarısı gösterdim. 1. ligden premiere çıktığım yıl ise iskoçya kupasını aldım. premier ligdeki ilk yılımda avrupa liginde 3 eleme oynadım play off turunda nordsjalend'e totalde 1 gol averajı ile elenip gruplara kalamadım. o yıl ligi ikinci bitirdim.
son sezonumda artık kadro wonderkidlerle dolmaya başlamış. bol bol oyuncu satıp zengin bir kulüp haline geliyorum. ilk yılımda transfer yasağı görmüş bir kulüp olarak iyi bir adım. kulübün efsanelerinden birisiyim. 3 sezon alt liglerde şampiyonluk bir sene iskoçya kupası finali bir sene de iskoçya kupası şampiyonluğundan sonra. premier ligdeki ilk yılımda lig ikincisi oldum ve 5. sezonumda hem ligi hem kupayı kazandım lig kupasında yarı finalde celtic'e kaybettim. avrupa liginde ise gruplardan çıktım sporting lizbona 3-1 kaybettiğim maçın rövanşında 3-2 kazanıp elendim.
şu an şampiyonlar ligi elemeleri oynuyorum. hedefim regenler ve wonderkidlerimle fabianski hariç 17 22 arası yaşlardaki gençlerimle 2 sene sonra şampiyonlar ligi.
8 ay aradan sonra yeniden oynamaya başladığım canım oyunum.
gençlerbirliği takımını yönetiyorum. ve bu sezon şampiyon oldum. 31. maça gelindiğinde galatasarayın 2 puan arkasında 2. sıradaydım ancak son 3 maç galatasaray gazianteple berabere kalıp bursaya yenilince şampiyon oldum.
öncelikle gençlerbirliği kulübünü seçmemin amacı kulubün hiç borcu olmaması ve durumun iyi olmasıydı.
ilk sezon, lige normal başlangıç yaptıktan sonra takımı dağıtmaya başladım. ancak öyle adamları bir anda çekerek değil. teker teker aldım 11 den. takımın 4-1-2-1-2 ye yatkınlığını fulledikten sonra devre arasıyla takımı komple yeniledim. bu yenileme işleminde ligin durumu ve oyuncu istatiklerini kullandım ve 2 tane kumar oynadım.
öncelikle lige baktığımda nobrenin uçmuş olduğunu gördüm. takur tukur gol atıp ligin gol krallığındaydı. banada ilk yarıda sallamış olmasının verdiği güvenle 3.8m gibi yüksek bir rakamla forvet hattıma aldım.
daha sonrasında boca dan walter erviti isminde takımla problemi olan abiyi aldım. 1.4m a. kumar oynamama rağmen çok başarılı çıktı ve takımı o şampiyon yaptı diyebilirim. 7.01 derece ile bitirdi ligi.
beşiktaşın birçok oyuncuma talip olmasıyla oğuzhan özyakubu takıma kattım. oğuzhan çok daha iyi bir oyuncu çıktı. 7.20 ortalamayla bitirdi sezonu. vee takımımın en iyi oyuncusu: santiago silva. forvet oyuncusu. 5m verdim kendisine. sene başında aldım. 30 maç 17 gol 12 asist 7.43 derece ile bitirdi sezonu. bu sezona da tff süper kupada 3 gol atarak başladı ve ilk lig maçında beşiktaş karşısında 2 gol 1 asistle oynadı. ayrıca takımımda bulunan aykut demir milli takımın değişmez defans oyuncusu oldu.
yaptıklarımın dezavantajına gelince: takımı dağıttığım için oyuncuların alternatifi neredeyse yoktu. biri sakatlandığı zaman gerekirse kırmızı olarak oynattım ve çoğu maçta bu yüzden puan kaybettim. lig gerçekten garip durumdaydı yoksa şampiyon olamazdım. takımlar deli gibi puan kaybediyordu. hiçbir maçı aşağılamadım. tüm takımlara barcelona muamelesi yaptım.
personelden sadece asistan menajerimi değiştirdim. geri kalan herkesi sözleşmesinin sonuna kadar kullandım sonra kulubü olmayan personeller aldım tazminat ödememek için. şuan 2. sezonumdayım. şampiyonlar ligine gitmeye hak kazandım ancak büyük ihtimalle tüm maçlarda fark yiyeceğim. amacım uefaya gidebilmek. inşallah kalitesiz bir takım gelirde onu geçerim en azından.
trabzonspor ligde 10. oldu. tüm takım mutsuz oldu ve takım başarısız diye kendini transfer listesine koydurttu. onur kıvrağı aldım. ilk sezonun sonunda sözleşmesi biten kadir bekmezciyi aldım. gerçekten ligin ortalama üstü oyuncularından 3 yıldız seviyesinde. ayrıca onunla sivasspordan erman kılıçı aldım acnak oynatmıyorum.
kirayla benficayla kavga eden gaitanı aldım. ofansif ortasaha olarak oynatıyorum. param yetmediği için sezon sonuna kulübüne geri dönecek ama şimdilikl işimi görüyor. ayrıca ilk sezon fenerbahçeden satılık mehmet topuzu aldım. 675 bin e. sözleşmesi çok yüksekti o yüzden haftalıktan düşürüp maç başına ve gol primi olarak ödedim parasını.
biraz fazla transfer yapmam sebebiyle kulüp her ay 1.4 milyon civarında zarar bildiriyor ancak başkan yeterince memnun benden. sözleşmemide 4 sezon uzattılar. çoğu oyuncuya kulüp kısıtlaması yüzünden haftalık iyi veremedim ancak sözleşmedeki maç başı, gol primi, milli takım primi, en iyi takım primi, satış bedelinden yüzde gibi maddeleri yükselttim yoksa gelmiyorlardı.
birkez daha söylemden edemeyeceğim; Santiago Silva. dehşet forvet. ligin en iyisi oldu.
edit: şimdide galatasarayla 0-0 berabere kaldım. ligden umudum var.
edit2: şampiyonlar liginde grubuma; Bayern Munih,PSG, Anderlecht çıktı. hem şampiyonlar hem uefa ligi umutları çöpe gitti. artık maçlardan para kazanmaya oynıycam.
