beşiktaş' ı yönetirken bir türlü kadroyu federasyona bildirememle, galatasaray maçına paf takımla çıkmış ve 16-0 lık hezimetle sahadan ayrılıp, kovulmamla sonuçlanmış hede.
oyuna ingiltere italya ispanya ve türkiye liglerini seçerek başlayıp, beşiktaş'a 4 senede 3 şampiyonluk, 2 türkiye kupası ve bütün yıllarda şampiyonlar liginde en azından 2. tur oynattığım ve manchester united'ın teklifini reddetiğim oyunda, şanssız bir fikstür ve şansız sakatlıkların bol olduğu bir zamanda, arka arkaya galatasaray fenerbahçe ve trabzonspor ile eşleşmem, evet çöldeki bedeviyim, her birine de yenilmem ki galatasaray'a 3-1 fenerbahçe ve trabzonspor'a 3-0 yenilerek beşiktaş'ın başından kovulmam...
hala teklif beklemekteyim büyük takımlardan ama espanyol'dan daha büyük bir takım teklif vermedi...
galatasaray ile 2020 yılına geldiğim oyunda 4 katrilyon bütçe yapımla dünya çapında 2. olan barcelona'ya 3,37 katrilyon fark atmışımdır. bence en önemli başarım 4 sezon üst üste uefa kupası almamdır. sadece 1 kere şampiyonlar ligi kupasını alabilmişimdir. En yüksek fiyata oyuncu satış rakamım 105 trilyondur. %20 sonraki satış opsiyonu da olması cabasıdır. Sanırım oyunun tarihi boyunca gördüğü en cimri menejerimdir. Sevdiğim bir rekor da bir senede oyuncu satışından 750 trilyon barajını aşan gelir elde etmemdir.
Barcelona'dan aldığım teklife çocuk gibi sevinerek evet demişim. Yıl 2013 galatasaray ve Villareal'daki başarılı çizgimden sonra beni Barcelona istemiş. Tabiki atlayarak kabul ettim. Sezon açıldı henry'den insanüstü performans 5 maç 5 gol 6 asist. Ne yaptın henry sen diyecekken 6. maç sakatlandı ve 5 ay sahalardan uzak kaldı haberi ile adeta yıkıldım...**