Fokoculuk, kırsal mücadele ve gerillacılık ile kentleri kenardan kuşatarak iktidarı teslim almak pratiğine dayanır. Tabii ki Leninist-Maoist yaklaşımlardan biridir. Che Guevara, Sandinista, Farabundo Marti, Mariguella ve Kastro nun Latin Amerika Dağlarındaki pratiklerinden yararlanılarak hazırlanan Gerillanın El Kitabı adlı broşürler Fokuculuğun alfabesini oluşturur.
SBKP'den umudunu kesmiş kübalı devrimciler gibi , 1968 ile başlayan ve 71 darbesinden sonra 80 darbesine kadar hızla gelişen devrimci sol radikalizmi örgütleyemeyen ve hatta parlementarist-revizyonist tutumları ile işçilerin dahi desteğini kaybeden ulusal sol partilerden umudunu kesmiş olan türkiyeli devrimcilerin pass adı altında uygulamaya çalıştıkları ancak başarıya ulaşılamamış bir devrimci savaş yoludur. Fokoculara sorarsanız , ideoloji savunuculuğundan önce eyleme geçmiş bir politika istediklerini ve bunun ise gerçek marksist devrimcilik olduğunu söyleyeceklerdir. Ancak kişisel fikrim şudur ki 12 eylül darbesinden sonra 92'li yıllarda ölüm oruçları ile düşmanlarına kendilerini teslim eden bir çok illegal marksist-leninist örgütün yaptıklarından çok daha az fokocu ve sekter bir davranış sergilemişlerdir. Bu bağlamda saygı ile anılırlar. Merkeziyetçi-sovyetik SBKP yapılanmasından yola çıkan yerel partilere karşı her zaman dönemsel olarak maoculuğun öne çıktığı ve bir zamanlar sovyetler ile pekin arasındaki gerilimin de yüksek dozda yaşandığı hatırlatılır. Ancak bu tür politik savrulmalar ile de che'nin devrimci toplama başarısının yanına dahi yaklaşılamaz. Velhasıl bütün solcular da birbirlerini miker durur bu ülkede. En sert eleştiri noktası da fokoculuğun bir tür küçük-burjuva devrimciliği olduğudur.