flashforward lost'un yerini alıcak dizidir.konusa da gerçekten merak uyandırıcıdır.ben diyebilirim ki lost'tan sonra fenomen olacak yeni bir dizi bizleri bekliyor...
son aldığım bir habere göre 10.bölümü avustralyada yayınlanmış ve linkleri belirli yerlere düşmüştür.benim için sezonu eğer iyi bitirirse gözümde lost gibi bir yere gelecek kendine tam anlamıyla bağlamış olacak belkide lost u geçebilecek olan tek süper dizi(m).
10.bölümü olivia benford'ın simcoe ile yakınlaşarak mark abimize ayıp ettiği bölüm olmuştur. neden okşatıyorsun elin herifine yüzünü? mark hong kong'ta geleceği değiştirmeye çalışırken.
david govyer yönetmenliğinde çekilmiş, 2009 yapımı "şu ana kadarki ilerlemeleri" göz önünde bulundurularak söylenecek olursa harika bir dizi.
ilk 9 bölümü tıkır tıkır ilerledi. her neyse spoiler forever.
şu anda okuyacağınız spoiler ilk 9 bölümle ilgili bir spoilerdır. bu paragrafta ön bilgi verecek olursak : 2 dakika 17 saniye boyunca 6 ekimde bir bilinç kaybı hatta sıçraması gerçekleşiyor. insanların alayı bayılıp kendilerini 29 nisanda saat 10 da görüyorlar. olaylar bu döngü etrafında gelişiyor.
--spoiler--
dizideki bazı karakterlerde 4-5 bölümlerde ortaya çıkıyorlar ve bu bilinç kaybından bu kişilerin sorumlu olduğunu anlıyorsunuz. bu karakterler - ki birisi losttan da tanıdığınız charlie - bu işlemi fizik - zaman - quantum ile ilişkilendiriyorlar, zaten başka bir şekilde olamazdı... gibson denen adam diğer adı ile "şüpheli sıfır" 6 ekimdeki bilinç kaybı sırasında ayakta kalmayı başaran tek insan. daha sonraki bölümlerde ise anlıyorsunuz ki şüpheli sıfır aslında tam bayılma esnasındaki saatlerde 2:17 nin bitimine 30 saniye kala bir telefon görüşmesi yapmış bu da olayın kurumsallaştığının kanıtı, yani bu bilinç kaybına sebep olan bir grup insan var, zaten onlarıda ileriki bölümlerde göreceksiniz.
neyse bu kadar ön bilgi ve sıçış yeter, gelelim kafama takılan şeye ulan.
zaman olgusu öyle "iki muhabbetin belini kıralım" muhabbetlerine mevzu olacak kadar basit değildir. mevzu edilir, ama çoğu kişi tam bilgiye sahip olmadığı için sadece bilinenler söylenir. uzay - zaman , quantum, zaman içerisinde doğacak paradokslar, alternatif evrenler ve paralel evrenler hesaba katılmaz. sadede gelecek olursak kafama şu takıldı, şimdi bir bilinç sıçraması yaşanıyor ve insanlar 6 ay sonrasını görüyorlar... sadece 2 dakika 17 saniye boyunca, peki bu insanlar bu bilinç sıçramasını yaşadıklarında gördüklerinden dolayı zamanı geldiğinde ( yani 6 ay sonra 29 nisan saat 10 da ) gördüklerini oldukları gibi mi yaşayacaklar yoksa " 6 ay önce gördüklerimiz şu anda gerçekleşiyor" şeklinde şaşıracaklar mı ? bu bir paradoks doğurur.
daha açık olmak gerekirse adamlar 6 ay sonrasını gayet sakin bir şekilde görüyorlar, buraya kadar tamam ama 6 ay sonra tam o ana yani saat 10 geldiklerinde bir allahın kulu çıkıp "abicim 6 ay önce gördüklerimiz gerçekleşmeye başlayacak" şeklinde bir şey söylemiyor mu? çünkü öngörülerinde hiç kimse böyle bir cümle sarfetmiyor.. sarfedilmesi şart, sarfedilmezse bu pişkinlik olur. kendinizi düşünün 6 ay sonra bir bardak su içtiğinizi görüyorsunuz, o anın saati ve tarihini biliyorsunuz 6 ay geçtikten sonra tam o anda gidip gerçekten su mu içeceksiniz yoksa durup "aa oluyor" ya da "6 ay önce bunu gördüm" şeklinde bir şaşırma ile suyu içmeyi mi unutacaksınız? eğer unutacaksanız 6 ay önce gördüğünüz şeyin gerçekleşmemiş olduğunu anlayacaksınız ki buda bilinç sıçraması sırasındaki "insanların birbirlerini görmeleri ve teyit etmeleri" durumunu senaryoda çökertir. hadi bunu geçin 6 ay önce gördüğünüz şeyin gerçekleşmesini engelleyebilecek misiniz? çünkü saati ve tarihi biliyorsunuz, mesela al adlı bir ajanın 6 ay sonra gördüğü
şey bir masada biriyle bir dosya üzerinde çalışıyor olması idi. peki ya bu adam tam o saat ve o an gelince yanındaki kişiye "dur lan, oluyor, olacak ya da o an işte bu an" demeyecek mi? diyorsa veya diyecekse 6 ay önce bunu neden bilinç sıçramasında görmedi?
eğer bugün, 6 ay sonra yapacağınız şeyi görecek olursanız zamanı geldiğinde o anı olduğu gibi yaşamamış olacaksınız, buda gördüklerinizde değişiklik yaratmak zorundadır. (bkz: time crimes)
şimdi 9. bölüm beni bu soru işaretlerinde biraz tatmin etti aslında, şöyleki bryce adlı karakterin öngörüsünde bir japon kız var. öngörüsünü şöyle özetleyeyim "kız koşarak geliyor ve bryce ın yanına oturuyor ve bryce diyorki "evet geldin, o sensin" (tabiki tam manasıyle böyle bir monolog yok) kızın elini uzatmasını istiyor çünkü bilinç sıçramasında kızın elinde bir dövme görmüştü. dövmeye bakıyor ve sanki 6 ay önce bugünü gördüğü zamanı teyit ediyor. yani paradoks biraz daha iyileştirilmiş oluyor. paradoks nasıl iyileşiyorsa artık... zaten bu yazıyı uzun diye çoğunuz okumayacak, neyse... bryce in öngörüsü sayesinde aslında bu zaman paradoksunda ileride bazı cevaplar geleceği belli oluyor. çünkü bryce 29 nisan 2010 saat 10 da yaşayacağını 6 ekim 2009 da görmüş ve o öngörüde de öngörüyü gördüğü için 29 nisandaki davranış şeklini olduğu gibi yansıtmıştır. gençler o bu değilde, bu zaman harbi kafayı yedirtir adama. doğru düzgün derdinizi bile anlatamıyorsunuz. ha birde, zamanı değiştirme şansı var. oda zaten bu söylediklerimi bir nebze açıklar ama iş alternatif dünyalara - paralel evrenlere gider. mesela bahsettiğim "al" adındaki ajan, sırf 6 ay önceki bilinç sıçramasını engellemek için intihar etti ve geleceği değiştirdi. ama herkes "al" gibi intihar etmeyeceğine göre ve intihar etseler bile o gördükleri gelecek değişeceğine göre acaba gördükleri şey gerçek mi olmuş olacak? eğer öyleyse gördükleri şey yanlış ya da ilerde olacak olan şeyler uzay zamanda büyük yarıklar açılacak.
--spoiler--
her neyse ! izleyip görcez artık..
ekleme: bu yazı benim tarafımdan başka bir sözlükte 2 dakika önce yayınlandı. sonra bana copy paste yapıyor laaaan falan ! filan ! gibi şeylerle gelmeyin abicim. ordaki üyelikte benim üyeliğim. isteyene kanıtlarım. bu eklemede o eklemede aynı.
senaristlerine her bölüm sonunda küfrettiğim 3.yapım.**
bir insanın beyni bu kadar mı allak bullak edilir, bir insan bu kadar mı hiç olmayacak teoriler üretilmeye zorlanır? bir bölüm sonu bu kadar mı meraklandırılacak bir şekilde bitirilir? insanlar aklındaki soruları cevaplayamadan daha fazla bilinmeyenle karşılaşıyorlar. işte bu yüzden senaristleri sık sık anıyorum bölüm sonlarında; ama ellerine sağlık. harbiden süper bir dizi yapıyorlar.
ayrıca, en iyi türkçe bilgi kaynağı, altyazı bulabileceğiniz yer ve forumunda dizi hakkında aklınızdaki şeyleri tarışabileceğiniz site olarak tavsiye ederim: http://www.flashforwardtr.com/
oglum demetri,sen bu kafayla nasıl ajan olmussun ben anlamadım,bak cocugu da işten attırdın.hayır zaten öl,o karıyla evlenecegine öl.bir koreli ile bir zencinin evlendiği nerde görülmüş,bir de karı cok cirkin zaten.
ayrıca bu olayı, belliki simcoe ve simon tam anlamıyla yapmamıs gibi duruyor ,bunu da zaten etek altından gosteriyorlar.
bir de kafam simon a takıldı ve kafam hala orada.simdi somalide cekilmiş o fotograftaki 'direk seklindeki lazer' in fikrini, ilk temelini 1992 de attıgını soyluyor.ayrıca degindigi üzere bu alet kendisine nobel i getirecek kadar caplı birsey.ama su an kendisinin yası bana en fazla 30 gibi gozukuyor,oyleki burdan kendisine soruyorum ,'yarraam bunu 13 yasında mı tasarladın?!'
bu bölümle yazarları isteseler gayet eli yüzü düzgün bölümler yazabileceklerini gösterdi.
şimdi akla kac haftadır "bizle dalga mı geciyorlardı?" sorusu geliyor.
Amerikan dizilerinin ekseriyetinin barındırdığı zaafiyetleri içeren dizi. Önemli bir hazırlık dönemi, rahat rahat çekilen ilk üç bölüm. sonrasında gelen seri sıçmalar. 3'dan sonra sarktıkça sarkan diz. fikir güzel, giriş iyi, gelişme nanay, sonuç; merak bile etmiyorum.
--spoiler--
son bölümünde gizemli iranlı kadının panosunda türkiye ve kıbrıs'la ilgili resimler bulunmakta. bunların yanında da somali'de daha önce bulunan vericilerin resimleriyle yanyana olması insanı kıllandırıyor.
lostun yapımcılarından* lost kadar ses getirecek yeni bir dizi daha tekrar karşımızda. her zaman olduğu hassktr laaaan cümlelerini kurmamıza sebep olan bölüm finalleriyle yine abc kafa zikeceğe benziyor. daha lostun sırları çözülmeden yeni bir dizi yeni sırlar insan bünyesine zarar. ama kim ne derse desin tüm türkiyede en az lost kadar ses getireceğe benzeyen dizi.
ne bölümdü yahu.1.sezon 10.bölümüyle artık ben olaya girdim arkadaş demiştir ve aslında yeni başlamış daha doğrusu ilk bölümleriyle bizi konuya hazırlayıp esas olaya şimdi başlamıştır dizi.
--fena spoiler--
simon ile simcoe nun açıklaması beni ve sanıyorumki bir çok insanı dumur etmiştir çünkü hiç beklemediğimiz bir anda herifler biz yaptık dedi o kadar basının önüne çıkıp 10 dakika konuştular.ben onların sezon sonunda açıkliycağını filan düşünüyodum.baya fenaydı orası.
dem umarım ölmez kendisi favori karakterim tavırlarıyla filan.ama 11.bölümün fragmanıyla ohannesburg dedirtmiştir çünkü 10.bölümde gizemli kadının anlatıkları gercekleşicek veya gercekleşmesi için ilk adımı atılmış olucak çünkü iki dostun araları açılmaya başlıyo gibi gözüküyo 11.bölümün fragmanında.
son olarak mark kendisi kaşındı fakat geri dönücektir masayı dağıtıp rehine almalar filan onu yapmasa tamam izinsiz gittin affedilirdi önemli bilgilerle dönüyosun ama niye karıyı kaçırdın nereye kadar götürebilirdinki zaten markcım canım yapma bu tarz piskopatlıklar artık sen los angeles a dönüp olivia ile ilgilen kadın ilgilenmeye başladı simcoe ile gidiyo elden.mark fbi a dönücektir ama sonunda olurda dönmedi bence daha bu blackout olaylarıyla ilgilenen bi bölüme kayabilir.
not:o gizemli teyzenin acayip bir durumu var bence.d.gibbons filan da geldi yanına dur bakalım.
--spoiler--
özellikle basın açıklamasında konunun ucunu atlas deneyi ve cern hadiselerine dokundurmaları, tartışmaları halen gündemde olan bu deneyi referans göstermeleri çok ilgi çekici olmuş. simon'un tasarımının kendisinden habersiz ve daha öncesinde uygulanmış olması da başka bir doruk noktası oldu bölümün. paralel evrenler teorisi vs. sanırım bu kez yapımcılar lost dizisinde yaptıkları fantastik sıçramalar yerine daha bilimsel hadiseleri kendilerine dayanak olarak almışlar ve gayet de iyi yapmışlar.
11. bölüm, tam 4 mart 2010'da gösterime girecek. ocak değil yani. ara olimpiyatlar nedeniyle veriliyor.
özellikle kaderi sorgulatmaya yönelik hikaye kurgusu mükemmele yakın. eğer hiç başlamadıysanız, değişik hikayeler arıyorsanız, mutlaka izleyin derim ben.
--spoiler--
yalnız şu kadın yani, lost'dan bildiğimiz penny ki ben kendisine hayranımdır, bu dizide oldukça rahatsız ediyor beni ağzının üzerine bir tane çakasım geliyor sürekli neyseki ambulans olayında biri gömdü sonunda. hele adam eve geldiğinde ağız yüz dalardım ben kesin, kimse tutamaz beni.
--spoiler--
dizinin kurgusunu, başarısını tartışmıyorum direk; "adamlar yapıyor yahu!" diyerek düşüncemi özetliyorum.
bir sonraki bölümü merak etmek tamam hepimiz de var ama o müzikler yok mu mest...
6. bölümde mark'ın maskeli çocukları kovalarken çalan,
otistik çocuğun babasının eve girdiğinde çalan şarkıları bilenler beri gelsin.
beklemedeyim stop!
''son bölüm* çok fena yerde bitti haftaya nolacak acaba lan!'' diye söylenirken haftaya diye beklenen bölümün 4 mart 2010'da gösterileceği öğrenilen dizidir.
yakında lost gibi küresel bir sorun olabilir, nasıl lost bir yıla yakın ara veriyorsa bunlarda 10 bölüm çekip, mart ayında tekrar yayına sokacaklar... iyi de lost bir fenomen artık. sizin neyinize, 10 bölüm çekip, marta kadar ara vermek?
marta kadar ara vermesinin sebebi kış olimpiyatları yayınları olan dizi.
sadece bu dizi değil bir çok dizi o donem kıs olimpiyatı yayınına ( 12 subat 2010 - 28 subat 2010 ) karsı onlem alacak. bazıları simdiden ilan etti geç başlayacağını.
oscar odul törenleri bile normalden bir hafta geç yapılacak aynı nedenle.
j.j. abrams'ın artık taşşak geçmeye başladığı dizidir. lost ile bünyeleri bi' dağıttı zaten. sonra fringe girdi işin içine, o da kaymak. şimdi de bu. bir de oyuncular aynı falan. tamam yapımcısın da adam mı yok koskoca amerika'da... sırf millet bağlantı kursun diye yapıyor it.
edit: abrams'ın diziyle alakası yokmuş. ama losttaki penny oynuyo dizide galiba. o da bişeydir bence...*
her bölümü güzel olan başka bir j.j abrams yapımı dizi. Yalnız az bölüm çekilmiş bizi kesmiyor şöyle bir sezon 24 bölüm olmalı 3 sezon elimizde olmalı o zaman bir haftada oturup hepsini izlemeliyiz.