bir akşam yeğen ateşlenmiş abim aradı, hazırlan hastaneye gidiyoruz dedi. çocuk acile girdik. doktor baktı 1 iğne yarım saatte toparlandı bizim canavar. gece 3 felan oldu, uykum geldi ama doktor sabaha kadar bekleyin dediği için beklediyoruz. bir hemşire geldi çocuğun ateşini ölçtü. hasta takip kağıdına yazdı cebinden kaşesini çıkarıp bastı yanına. sonra o hemşire oralarda gezmeye başladı. dikkatimi çekti baya güzel bi şey. iş verecek gibi de duruyor * ne yapayım diye düşünürken hasta takip kağıdından adını öğrendim. sonra adıyla hitap edip çay alabileceğim yer var mı diye sordum. maksat muhabbet olsun. ama adıyla hitap ettiğimi bile fark etmedi amk. sonra adını telefonuma yazdım. eve gelince hemen facebook'ta aradım ve buldum. istek göndermedim ama göndersem kesin onaylardı kesin. *
boş bir çabadır. muhtemelen eldeki son çare olarak tercih edilmektedir. kasiyerin adı girildiğinde 25 sonuç çıkacak abaza erkeğimiz ise bu arayıştan hemen vazgeçecektir.
bana eskiye dair küçük bir anımı hatırlatan durum:
yıllar önce hayatımda gördüğüm en güzel yüzlü kıza bilkent real'in kasasında rastlamıştım. o zaman facebook denen nane yok idi; olsaydı belki de yapılabilirdi zira hanımefendinin yüzü resim gibiydi. ah sözlük ah...