90'lı yıllar çarşı pazarının vazgeçilmez ritüelidir. Çocukluk hatıralarımı oluşturan mihenk taşlarından biridir. Bana giysi alınacak olur, maaile küçük bir konfeksiyona gideriz. Giysi beğenilir, pazarlık başlar:
(B: Baba)
(T: Tezgahtar)
B: iyi günler, siz mi bakıyorsunuz? Bu giysi kaç lira?
T: Abicim 30 lira o.
B: 20 olmuyor mu?
T: Aman diyeyim ne yaptın abi! Bize gelişi zaten 20.
B: Yahu hadi çocuk beğendi yap bir şeyler.
T: Güzel abim ben de burada zaten çalışanım, patron yok. Kafama göre indirim yapamam.
B: Hadi fiş almayalım o zaman 25 olsun.(işte kilit soru)
T: iyi abi hadi çocuk da sevinsin. Maşallah çok tatlı Allah bağışlasın...(Çakaaaaal)
her insanın ömründe en az bir kere sarfettiği cümle. Ülkemizi -bilmeden-, bataklıkta olan ekonomisini daha hızlı batırmak için ülkenin üstüne ağırlık koyma eylemidir.
vergi iadesi için toplanan fişler kalktıktan sonra fiş almayan vatandaşın artık sormadığı sorudur. Yerini, 'kredi kartı mı, nakit mi?' Sorusu almıştır. Neden diye sorduğunuzda 'kredi kartı çekince fiş kesmek zorundayız' cevabı hazırdır.