Stajda 1 haftayi geri birakmis bir stajyer fizyoterapist olarak bir şeyler karalamak istiyorum.
Ben bu kadar mesleki haz alacağımı tahmin etmezdim. Sporcu sağlığı ve ortopedi kliniğinde stajdayım gördüğüm hastalar çoğunlukla ön capraz baglarini kopartmislar ve cerrahi sonrasi gelip eski kas kuvvetlerini kazanmaya calisan elit sporculardan olusuyor. Gunluk eklem hareket açıklığını ölçüyoruz her kazandığı 1 derecelik açıklık için cocuklar gibi zipliyorlar seviniyorlar. Sana minnetlerini tesekkurlerini sunuyorlar. Yeri geliyor fizyosu oluyorsun yeri geliyor psikologu derdini dinliyorsun bir de şu açıdan bakmayi denemelisin diye oneri veriyorsun. Yeri geliyor araniz bozuluyor bir takim elektro ajanlarini kullaniyorsun bir takim manipulasyonlarla eklem hareketini arttırmak için zorluyorsun deyim yerindeyse boncuk boncuk terliyorlar. bugun bir sporcumuzun izokinetik kas testini yaptik ve test sonucu spora geri dönmesi için onunde hic bir engel kalmadığı olunca boynumuza sarılışı sanirim Dogru yerde olduğumu bir kez daha anladim. Şuan 10.5 saatlik stajdan ciktim ayaklarim zonkluyor ama her şeye deger. O parkeye zamaninda tekrar girebilmek için çıkmıştım ve tekrar o parkeye giricem bi basketbolcu olarak degil belki ama bir fizyo olarak o parkede yerimi alicam...
son yıllarda önü kapanan bölümdür. Son yıllarda derken son 10 yıldan beridir demiyorum.
Önceden Türkiye'nin yetiştirdiği fizyoterapist sayısı Türkiye'ye yetmemekteydi. Bu yüzden de fizyoterapistler istedikleri şehirlerde istedikleri koşullarda işlerini rahatça bulabilirdi (2002-2005 dönemi)
Sonrasında ise alabildiğince FTR bölümü açıldı, üzerine bir de özel hastaneler vsler de çoğalarak devletin yapması gereken sağlık hizmetini üzerlerine AKP sayesinde aldılar.
Özel hastane sayısı çok, FTR bölümü mezunu o hastanelerin ihtiyaçlarından daha çok olacaktır yakın zamanda. Bu da zaten kar amaçlı kurulmuş firmalar olan özel hastanelerde çalışan Fizyoterapistlerin yoğun iş saatlerinde ve düşük ücretle çalışması demektir. bugün üniversiteye girmiş bir FTRci mezun olduğunda zar zor iş bulup düşük ücretlere çalışacaktır.
Bugün hastanelerde çalışan FTRcilerin büyük çoğunluğunun iş yükü ağırdır. çalışma saatleri uzundur, bir sağlıkçının yapmaması gereken evrak işlerine bakmaktadır, üzerine de bir doktor mühendisse ftrci teknikerdir benzetmesinden çıkarsak teknikerin altında çalışan işçileri yoktur. Yani birçok fiziksel işi de kendileri yapmaktadır. Normalde yasaya göre bir fizyoterapist seansa tek bir hasta alabilir. Ama özel hastanelerin birçoğunda fizyo terapistler aynı anda birçok hastayla cebelleşmektedir.
Uzun lafın kısası sağlık sektörüdür, aç kalmazsını ama çok süper meslekmiş falanmış filanmış düşük puanlı da gazıyla girip yazacaksanız yazmayın hayal kırıklığına uğrarsınız.
Özel çocuk eğitim merkezlerinde çalışan FTRcilerin durumu kısmen daha iyidir, lakin onlarda da oturmuş firma bulmak zordur, bir yıl Türkiye ortalamasına göre düzgün ücret alırken, üç ay maaş alamayabilirsiniz, ertesi yıl da merkeziniz kapanır başka bir merkeze koşarsınız.
An itibariyle fizyoterapide ısı ışık su dersinden büte bırakan bölüm. Parasına, iş imkanına aldanıp geldik tıp eğitimi vereceklerini hesaba katmayı unutmuşum.
Türkiye'de sistem nasıl işler sorusunun cevabı gibidir bu bölüm!
Lisans mezunu hemşireleri yükseklisans veya formasyon eğitimiyle fizyoterapist yapmak varken bunun bölümünü açtılar.
Sonra kamuya öyle alımlar oldu ki millet 55-60 puanla şehir bile seçerek atandı. Sonra büyük bir yığılma oldu. Puanı Tıpa yaklaştı, diş hekimliğiyle yarışır hale geldi.
Sonra mezun olanlar baktılar ki hastanede aşağı yukarı hemşireyle aynı statüdeler, aldıkları maaş aynı sayılır. Hiç de yarı doktor kabul edildikleri falan yok. Onlar yine şanslıydılar, en azından hastanede iyi bir işleri vardı. Ondan sonraki grubun KPSS'den 90+ puanlar alması gerekti.
Şimdi yks puanı hemşirelikten bile düşük. Kpss'de 88+ almak gerekiyor. Hiçbir havası kalmamış bir bölüm oluverdi.
