fiziksel olarak kanıtlanamayan şeylere inanmak

entry8 galeri0
    1.
  1. gayet tabi bir olaydır. örnek verecek olursak; ısı, ışık ve sesi ele alalım.

    Isı, maddeyi oluşturan atom veya molekül gibi parçacıkların ortalama kinetik enerjilerinde bağıl bir enerji türü olup, madde değildir. Nasıl ki hareket halindeki bir topun kinetik enerjisi, topun madde yapısından bağımsız bir unsur ise, ısı da öyle. Işık, parçacık davranışı foton adıyla etiketlenen ve durağan kütlesi sıfır olan elektromanyetik dalgalar tarafından taşınan enerji biçimi olup, keza madde değildir. Nasıl ki, elektrik ve manyetik alanlar madde parçacıklarından oluşmuyorsa, ışık da öyle. Ses, hava veya bir başka gazın moleküllerininin, ortalama kinetik enerjilerindeki ve buna paralel olarak basıncındaki değişimlerin dalgalanmalarından oluşur. Nasıl ki, birim yüzey alanı başına kuvveti temsil eden basınç, madde olmayıp, maddeyi oluşturan parçacıkların yol açtığı bir etki ise, ses de öyle
    1 ...
  2. 2.
  3. Işık, ses ve diğer yanlışlanabilir olgularla karıştırılmaması gereken şeylere inanmaktır.
    0 ...
  4. 3.
  5. inammak mümkündür. örneğin aklın ve düşüncenin varlığıdır. düşünce bir insanda vardır fakat düşüncenin madde olmadığını bırakalım nasıl var olabildiğini açıklamak bile mümkün değildir. düşüncenin nasıl meydana geldiğini açıklayacak arkadaşlara saygı duyarım.
    1 ...
  6. 4.
  7. inanmanın imkânsızlığının zaten söz konusu edilmediği bağlamdır. Gelgelelim, bilimin ilerleyişi sırasında, bir olgunun açıklanamamasını, inançları haklı çıkarmak adına koz olarak kullanmak, "Michael babasının gelip gelmediğini bilmiyor, şu halde kesinlikle babası gelmiştir." çıkarımını yapmaya benziyor.

    Kaldı ki düşüncenin meydana gelişi sürecini de yavaş yavaş anlamaya başladık diyebiliriz. Konuyla ilgili, gerçek bir yanılsama: bilinç. kitabı tavsiye edilir.
    1 ...
  8. 5.
  9. --spoiler--
    kaldı ki düşüncenin meydana gelişi sürecini de yavaş yavaş anlamaya başladık diyebiliriz. konuyla ilgili, gerçek bir yanılsama: bilinç. kitabı tavsiye edilir.

    --spoiler--

    bilinç ve düşünce bir yanılsama ise, bahsi geçen kitabı yazan yazarın da bilinci ve düşüncesi yanılsamadır ve bu yüzden kaynak olarak kullanılamaz.
    0 ...
  10. 6.
  11. bilincin yanına düşünceyi "şap!" diye yapıştırmamıza da olanak vermez. bilinç bir yanılsama olabilir; düşünceler, doğaya kendi içerisinde bir rasyonalite verebiliyorsa, tutarlı bir sistem tanımlıyorsa, yeteri kadar işe yarıyor demektir. Kaldı ki kitaptaki veriler tamamen deneysel çalışmaların bir ürünüdür; kitabın yazarının değil. Bilincin* bir yanılsama olması, her şeyi tümden çöpe atmamıza yetmez.
    1 ...
  12. 7.
  13. Diğer yandan insan beyni, diğer bütün beyinler gibi, gerçeği değil, görmeye (duymaya, tatmaya, koklamaya...) gereksinim duyduğu şeyleri görmek üzere evrilmiştir. Hatta görmeye gereksinim duyduğumuz şeylerin bazıları da, bizzat biz görelim diye evrimleşmiştir. Rengine bakarak bir kayısının olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlamak için renk algısı geliştirmişsek, kayısı da biz görelim diye, olgunlaştıkça sararma "huyu" geliştirmiştir. Bu anlamda algı ya da bilinç, kendi beynimizin bir ürünüdür ve öznel olarak, beynimizde gerçekleşir (yanılsamadır). Öte yandan beynimizde algıyı oluşturan süreçler de bir o kadar somut ve gerçektir. Bu anlamda, algı da gerçektir.

    Yani ne algıladıklarımız gerçeğin kendisidir, ne de gerçeğin kendisi bir yanılsamadır; algı (bilinç) gerçek bir yanılsamadır.
    1 ...
  14. 8.
  15. Kedilerin yoktan yere boşluğa bakıp debelenmesi durumu.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük