liselerimizde bol bol bulunan odunla dövülesi sadistlerdir. az çevtirmediler bana.
not: sade bana mı bu adamların geleneksel kafam girsin sınavı var okulda üst dönemlerimizde 10 15 20 gidiyo...(biri 100 üstünden 2 dedi ama hala inanamıyorum ilginç tarafı herkes hemfikir o notta demek iyi gülmüşler) biz mi? okulun yarısı 45 altı kalanı 50-70 arası insafa gelmişler.
edit: şimdi ünili abilerim bizim hocalara göre neki diyecek sapına kadar haklısınız ama bu adamlar yüzünden okuldan soğuduk fizikten nefret ettik ve şimdi siz sevgili abilerim bu yüzden bu kadar zorlanıyorsunuz ve çok yakında bende...
en asil duyguların öğretmenleridir. diğer öğretmenlikler iki tane slayt hazırlayıp ders geçerken biz götümüzü yırtıyoruz afedersin alttan ders bırakmamak için. zar zor mezun olduğumuzda önümüze kpss engeli çıkıyo ki hem de ne engel. 90'ı geçicen birader atanmak için. her neyse zar zor atandıktan sonra canım ergen kardeşim senin o "yo hocom yo" diyen dili afedersin siksek yeridir. neyse çok çemkirme de git öss'ye çalış.
edit: abi adam bi de üst devrelerinden bahsetmiş. lan bi de üst devresi var bu elamanın. yeminle sinirden kendimi sikicem birazdan. kaç yaşındasın oğlum 15 mi?
yıldızımın hiç barışmadığı öğretmenlerdir. liseden tut, üniversitenin sonuna kadar hep aksi geldiler.
hatta bir keresinde, üniversite ikinci sınıfta kuantum fiziğinin ilk dersiydi. hoca içeri sükse yaparak girmek istiyordu ve şöyle giriş yaptı. " atom üzerine, beyin fırtınası yapıp, kendimize göre bir tanım üretelim" dedi. çoğu öğrenciden tek tek cevap alıp tahtaya yazdı. ben de söz hakkı isteyip şunu dedim. " atom, sonsuz bölünebilirliktir." hoca bana baktı, herhalde gelip öpecek alnımdan. aynen şöyle dedi. " çok film izliyorsun, öyle saçmalık mı olur?" sonra da tanımımı tahtadan sildi. o gün bugündür fizik üzerine konuşamıyorum. biri ağzıma vurur diye yine.
