Allah-u Te`âlâ Firavun ve kavmini boğunca, Musa (Aleyhisselam) da ümmetine onların helakini bildirince, israiloğullarının gözünde Firavun çok büyük olduğu için onlar: Firavun ölmemiştir. dediler. Bunun üzerine Allahu Teala denize onu sahile atmasını emretti, o da Firavun’u kısa boylu kırmızı bir öküz gibi sahile attı. işte o günden sonra su hiçbir ölüyü kabul etmez olduğu belirtilmektedir.
Hz. Musa (a.s) döneminde ki firavun saltanatın elimden gidecek korkusuyla doğan tüm erkek çocuklarını acımadan öldürme emri vermiştir. Günümüzün suriye vb durumdaki ülkelerin firavunları ise kız erkek demeden bebek çocuk demeden ayırmaksızın katletmektedir. Günümüzün firavunları Hz. Musa (a.s) dönemindeki firavundan daha acımasız ve zalimdir.
Kitleler hakikatle firavunlar arasında kaldıklarında hep firavunları tercih etmişlerdir. işte insan bayağılı böyle iğrenç, böyle pis bir şeydir. insanlık tarihini birazcık bilen hiçbir birey insanlığa zerre kadar değer vermez. Bütün potansiyeline rağmen boku seçen insanlığa..
eski mısır imparatorluğunda tanrının oğlu veya tanrının bizzat kendisi olarak halka tanıtılan, halkının kendisine taprığı mısır krallarına verilen isimdir.
Zulüm eden ve zalim olarak lanse edilmiş ancak bugünkü furavunları gördükçe kendilerinden özür dilenmesi gerekir. Çünkü bugün dünyada olan orantısız gücü tey o zamanın firavunları bile yapmamıştır.
antik mısır da yönetici sınıfının adıdır. kelime kökeni yunanca pharaoh tur. o da mısır dilinde büyük ev anlamına gelen bir kelimeden türetilmiştir. burada atıfta bulunulan büyük ev firavun un sarayıdır. firavunlar hem yönetsel hem de dinsel güçleri üzerinde toplamışlardır. yönetsel olarak iki ülkenin efendisi diye anılırlardı. burada kastedilen iki ülke nil merkez alınarak aşağı ve yukarı mısır olarak anılan topraklardır. dinsel olarak da bütün tapınakların en ulu rahibi diye anılırlardı.