eski mısır imparatorluğunda tanrının oğlu veya tanrının bizzat kendisi olarak halka tanıtılan, halkının kendisine taprığı mısır krallarına verilen isimdir.
antik mısır da yönetici sınıfının adıdır. kelime kökeni yunanca pharaoh tur. o da mısır dilinde büyük ev anlamına gelen bir kelimeden türetilmiştir. burada atıfta bulunulan büyük ev firavun un sarayıdır. firavunlar hem yönetsel hem de dinsel güçleri üzerinde toplamışlardır. yönetsel olarak iki ülkenin efendisi diye anılırlardı. burada kastedilen iki ülke nil merkez alınarak aşağı ve yukarı mısır olarak anılan topraklardır. dinsel olarak da bütün tapınakların en ulu rahibi diye anılırlardı.
"Bir de Firavun'u sevmeyiz... O neden? Firavun'u Yahudiler sevmez de ondan... Yahudiler Nemrut'tan kurtulduktan sonra MÖ 1600'lerde Mısır'a giderler. Birçoğu köleleştirilir. MÖ 1250'lerde Moiz adlı aşiret reislerinin ardından Mısır'ı terk ederler. (Yahudi Moiz'e Müslümanlar Hz.Musa derler). Kaçmadan bir gece önce Mısır'ı soyup soğana çevirirler. Kutsal Kitap, bu hırsızlığı övünerek anlatır. Firavun, bunların peşine düşer. (Bizde nasıl krallara "padişah", iran'da "şah" deniyorsa, Mısır krallanna da "firavun" denilirdi). Yehova, Hz.Musa 'ya yardım edip Kızıldeniz'i geçirir. Ardından gelen Firavun'u ise boğar. Yahudiler, bütün tarihleri boyunca Firavun' a lanet yağdırırlar. Onlara bakarak biz de yağdırırız. Despotlara, zalimlere, sevmediğimiz vurguncu büyüklere "Firavun" deriz. Oysa ne biz, ne diğer Müslümanlar Firavun'un bir despotluğunu, zalimliğini görmemişiz. Firavun'un bize bir ettiği yok. Firavun 'la sorunu olan bizden 3250 yıl önceki Yahudiler. Müslümanlar Yahudi 'yi sevmezler ama bir yandan da tuhaf bir şekilde Yahudi'nin düşmanına düşman, dostuna dostturlar."
times (bu dergi olduğunu zannetmekle beraver tam da emin değilim) dergisinin bundan birkaç yıl evvel ki bir sayısında secde halindeki iskeleti gösterilen ve hafızalarda soru işareti yaratmakla beraber, positivist beyinlerin şüphe surlarında ufak da olsa bir gedik açmasını umduğum üstünde durulası olayın baş müsebbibi.