finding neverland

entry37 galeri1
    12.
  1. şu anda bir yandan sümüklerimi silip, bir yandan entry girmeye çalışma sebebim olan muhteşem yapım. baştan sona insanı kucaklayan, sıcacık, güldüren, salya sümük ağlatan, küçük peter'a hasta eden, johnny deep'e sempati oluşturan*, kate winslet'a bir kere daha hayran bırakan filmden öte şey. yönetmeni kim diye baktım hemen, marc forster'mış gel de daha çok sevme şimdi bu filmi. neverland'e göç edip buraları terk edesim var acayip.

    ayrıca kendimle ilgili bir ayrıntı keşfetmeme sebep oldu bu film. en sevdiğim film les choristes'ti şimdi bir de bu çıktı demek ki ben çoluklu çocuklu filmleri seviyorum, benim ruhuma onlar dokunuyor**.

    şimdi 2005 oscar ödüllerini inceledim de, sevgili akademi üyelerine sormak istiyorum: ey güzel akademi, 2007'de abigail breslin'i yardımcı kadın'a aday yapmasını biliyorsun da*, freddie highmore'a ayıp olmamış mı biraz? bu filme bir müzik oscarı vermek yeterli mi yani? little miss sunshine'a senaryo oscarı veren akademi, siz zaten les choristes'i de eli boş göndermiştiniz, biz de sizi ciddiye alıyoruz.
    4 ...
  2. 11.
  3. james barrie nin hayatını konu alırken aynı zamanda insanın içinde bir yerlere de dokunan film. izlemek için harcanan 2 saatin hakkını gani gani veren film. ayrıca büyük bütçelerle çekilip fos çıkan filmlere kapak olası bir film. film dediğin böyle olur böyle olur böyle olur.
    0 ...
  4. 10.
  5. ağlatan filmdir, hem de her keresinde..
    0 ...
  6. 9.
  7. 8.
  8. james barrie' nin peter pan' ı yazma sürecini anlatırken, insanın içindeki çocuğa seslenen film.
    1 ...
  9. 7.
  10. acayip etkileyici bir masal. zaten filmi izlerken de mr.snow gibi olduğunu düşünüyor insan, ölene kadar çocuk, ölene kadar düşlerin peşinden koşmayı istiyor.
    0 ...
  11. 6.
  12. tagline'ı "Unlock your imagination" olan, çekildikten 3 yıl sonra gösterime girebilen masal.*
    0 ...
  13. 5.
  14. izlendikten sonra insanın içinde hüzün bırakan son sahneleri etkileyen güzel film.
    0 ...
  15. 4.
  16. peter pan'in olusumunu gayet dokunakli sekilde anlatmayi basarabilmis marc forster filmidir. yazar j m barrie, icindeki cocugun durtuleriyle gercek yasam arasinda kalmis; andaval karisiyla vakit gecirecegine cocuklarla vakit gecirmeyi tercih etmis ve bu cocuklarin yasantisi uzerine bir oyun yazmistir. iste hikaye budur.
    insan bu filmi izledikten sonra keske ben de odamin kapisini acsam da kimsenin girmedigi dunyaya girsem der. keske bir aksam yemeginde kimin aslinda kime nasil laf soktugunu ve neleri ima ettigini analiz edip arkalarindan konusmaktansa, burnuma kasik yapistirir, eglenirim der. keske parkta ciddi bi sekilde oturup gazete okumaktansa kopegimle bir sirk ayisi ile dansediyormus gibi dansedebilsem der.
    "tamam, soz ne icki icicem ne sigara. ne de gece kuluplerine girmek isteyecegim, yeter ki buyumeyeyim" denir salak gibi.
    johnny depp gibi adami bile cocuklastirmis bir filmdir bu, ki kendisine 'bay les' lakabi takan bir adamdir depp.

    keske bu film 1,5 saat olmasaydi...
    5 ...
  17. 3.
  18. dünya üzerindeki en lanet filmdir sinir hastalarını yatıstırıp uyutmak icin seyrettirilesi bir sacmalıklar hedesi.
    0 ...
  19. 2.
  20. masal o masal öyle bir yoktur hayal dünyasıdır.
    1 ...
  21. 1.
  22. ufak cocugun adı freddie highmore 'dur.

    charlie and the chocolate factory 'deki performansı da muhteşemdir.. ufaklık hiç rol yapmasa da olur zaten, o yüz ifadesi yeter de artar bile...

    ps: johnny depp freddie'yi kendi oğlu gibi sevmekteymiş aynı zamanda.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük