finans sektörü hükümet ve öngörülen insan modeli

entry1 galeri0
    1.
  1. her şeyden evvel bahsedilen kavramların ne oduğunu ve içeriğinden kısaca bahsettikten sonra ana konumuz olan bu döngünün çıkar çatışmaları ve birbirlerine bağımlı olan ilişkilerinden bahsedelim.

    finans; para akışının sağlandığı, kişi ve kurumların alınan riskin geri dönüşümünü optimum düzeyde almaya çalıştıkları para yönetiminin genel olarak adlandırılmasıdır.

    hükümet; dört veya beş yıl ( kaç yılda bir yapıldığı değişir ) da bir halkın büyük bir kısmının iradesyle devlet kurumlarını ve en önemlisi parayı yönetmek olan kabinedir.

    öngörülen insan modeli; öngörülen insan modeli her ülkede farklı bir siyasi ve yaşayış tarzı farklılıkları gösterse de istenilen ve öngörülen insan protitipi her ülkede vardır ve bu kesim ülkenin yüzde 95 ini temsil eder. yani kapital döngünün olduğu ve siyasi bir hükümetlerin olduğu her ülkede bu oran yüzde 95 civarındadır. aksi olsaydı şayet siyasi bir hükümet asla ülkeyi yönetemezdi ve dünyada denenmemiş ve görülmeyen bir ülke yönetimi söz konusu olurdu.

    kavramlar üzerinden aralarındaki çıkar ilişkilerini adlandıracak olursak bu durum kommensalist bir birlikteliktir. para kavramı keşfedildiğenden itibaren, ülkeler ve insanların ilişkilerini belirleyen en önemli kıstas paradır.
    dolayısıyla para tüm dünyanın ilişki kaynağı olduğuna göre insan ve ilişkilerini belirleyen en önemli şey paradır. bu bağlamda bakacak olursak dünya büyük bir finans sektörü ve insanlar bu sektörün en öenmli parçalarıdır.
    finans sektörü kapitalizmin dünyaya ağırlığını hissettirmeye ve baskın ekonomik model olmaya başladığı zamandan itibaren finansal sektör ülke özelinden dünya genelini kontrol etmeye başlayan ve dünyanın tüm dengelerini kontrol eden yegane güç olmuştur.
    böylesi bir güç ülke özelinden ve dünya geneline doğru gittikçe küçülür ve dolayısıyla paranın kontrolü az sayıda gücün elinde toplanır. bunun sebebiyse gücün bölünme yok olma ihtimalini zayıflatmaktır.
    bunu üç ayaklı bir sandalye gibi düşürsek;
    ilk ayak parayı elinde tutan kişi ve kurumlardır.
    finans sektörünün dolayısyla paraya yön veren kişi ve kurumların bu akışı devam ettirebilmelerini sağlayan ikinci ayak ise hükümetttir. finasın bu akışını sağlaması ve devam ettirebilmesi için kaosun olmaması dolayısıyla yasal ve devlet teminatının olması gerekmektedir. yani devlet ve kurumlarının sermaye sahiplerinin para akışını kontrol değil güvende tutması gerekmektedir.
    işte bu noktada nasıl bir hükümet yapısının olması öne çıkmaktadır. tüm dünyada olduğu gibi bu hükümetler finans sektörünün birer parçası olmak zorundadır.
    hükümetlerin tüm sermaye sahiplerinin çıkarlarına ters bir yasa çıkardığı veya yaptırım uyguladığı görülmemiştir. arada bazı sermaye sahipleri iğdiş edilmiştir. bu da para akışının devamlılığı içindir.
    hükümetleri belirleyen en önemli unsur sermaya sahipleridir. hiç bir sermaye kendisi bölüştürecek bir muhasebeci istemeyeceğinden ötürü tüm hükümetler, sermayanin desteğiyle gelen ve onların kontrolüyle görev yapan hükümetlerdir.
    üçüncü ayak ise öngörülen insan modelidir. finans sektörünün işlemesini ve çarkın işlemesini sağlayan diğer unsur olan insanın da bu modele uygun olası lazım. çünkü sistem asla kendi işlevselliğini bozacak bir modelle çalışamaz. bu yüzden bu insan modeli sistemi benimsemeli ve buna ayak uydurmalıdır.
    öngörülen insan modeli bir şeylere karar verirken ölçüt aldığı değerleri muhakkak olmalıdır. bu ölçütler; din, ırk ve siyasi görüştür.
    bu ölçütler toplumun büyük bir kesimini oluşturduğu için üçünün bir potada eritilmesi ve halkın büyük bir kısmını temsil edecek siyasi bir hükümet ve yönetim şekli olmalıdır. bunun sağlanması değerler toplamının eritilip ortak bir kültür yaratılması ve insanların bu kültür etrafında toplanması sağlanmalıdır.
    dünya üzerinde yaşayan her toplumu inceleyecek olursak bu kriteler etrafında toplanan kesim halkın büyük bir kısmını oluşturur. bu kesimin büyük bir kısmı eğitimsizdir ve niteliksizdir.
    olayları saf bir akıl ve mantıkla değerlendirmez karar yetisini etkileyen en önemli unsurlar kendi değerleridir.
    bu yüzden sermayenin karşısında akıl ve mantığa bürünmüş kitle asla çıkamaz ve finans sektörü işlemeye devam eder.
    bu kommensalist birliktelikten zarar gören ve zararın farkında olmayan ayak insandır. fayda gören ayak ise paradır ve hükümet ise sadece bu sistemin işlemesini sağlayan aracıdır.
    insanlar sadece layık olduğu hükümetlerce yönetilir ve para iyi bir hizmetçi değil kötü bir efendidir insanlar için.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük