bir kızdan deli divane hoşlanırsınız...
birkaç aydır peşindesinizdir ancak çıktığı vardır...
sonrasında kulağınıza haber gelir, ayrılmışlar diye...
zaten önceden sizin ondan hoşlandığınızı bilmektedir kız...
sonrasında...
kafeteryaya geldiği haberi sınavdayken mesaj olarak gelir... ve hemen sınavı bırakıp gidersiniz... orada biraz muhabbet ettikten sonra çarşıya gidip, bir çiçekçiye uğrayıp dokuz tane gülü bir afilli bir demet halinde kızın yurduna gönderirsiniz... götürecek çocuğa da bütün talimatları verirsiniz;
- eğer izin vermezlerse, notu ver sadece çiçeği de atarsın artık..
- adam naz yaparsa, üç beş bişey sıkıştır cebine ben hallederim sonra... hatta yanında yoksa para vereyim...
- kız kabul etmezse, sktr et.. at çöpe gitsin...
diye...
bir saat sonra çiçekçi sizi arar... abi çiçeği veremedik, yurtta olay çıktı, karakoldan geldik şimdi diye...
hayretler içinde yurdun numarasını bulup yetkiliyle görüşürsünüz ne oldu bitti diye...
adam çiçekçinin, güvenliği dövdüğünü ve normalde serbest olan bu tip çiçek gönderme-paket gönderme eylemlerinin de bu akşam itibariyle yasaklandığını söyler...
benim başıma gelen 20'lik diş ağrısıydı valla. baya bir üzmüştü finallerle beraber. ama babam vefat ettiğinde okulu dondurduğum için finaller nasıl oluyormuş göremedim pek.
bademciklerin şişmesi.geçmesi için alınan antibyotiklerin sindirim sistemini felç edip cırcır olmak ve boylece hem boğaz ağrısından hemde mide ağrısından kafayı yemek.
alerik bir hastalığa yakalanmak. gece saat 02.30 da uyanır her yerinizin kaşındığını, şiştiğini fark edersinizdir. hastaneye kaldırılır iğne olursunuz. kaşıntı hafifler biraz. ertesi gün 2 finale girersiniz. aşı olduğunuz gece doktor "yarın gel de bi dermatolog a görün, cildine baksın" der. "gelemem sınavım var" diye cevaplarsınız. 3 gün sonra yine azar alerji.* dinlenememeşsinizdir. yine aynı doktora gidersiniz. "bana aşı yap, kaşıntı geçsin. yarın yine sınavım var" dersiniz. doktor ayarı verir; "sağlığın sınavlarından daha mı önemli?". "aşı ver" diye diretirsiniz. "serum vericem sana serum" der doktor. gece 1 saat hastanede tutar sizi. yarın sabah yine gidersiniz sınava. kaşıntı - hastane - serum - sınavlar dörtgeninde tutunmaya çalışırsınız.
genel olarak başa gelebilecek en kötü şey; hastalanmaktır.
parmağınızı kesmek. bir de mimarlık okuyorsanız bittiğinizin resmidir. çünkü sınav olsa rapor alır birkaç gün sonra girerseniz ama o çizimler mümkünü yok yetismez. eksik paftayla jüriye çıkmanız kaçınılmazdır.