rahatlama falan yoktur, oturup eşek gibi bütünlemelere çalışılır, istediğiniz kadar çalışkan olun hoca bütün sınıfı bıraktıysa mecburen tatil hayallerin suya düşer.
eğer sakarya üniversitesinde iseniz son finalden de çıkar, aşağıda durakların oradaki kafeden çay-kahvenizi alır, az ileride sapanca gölüne bakan bir banka oturur,sigaranızı yakar ve çan eğrisinin size yapacağı azizlikleri düşünüp titrer, ama herşeye rağmen bir arınmışlık, bir kurtulmuşluk duygusu eşliğinde kalkar ''hadi hayırlısı'' diye mırıldanır ve o sırada gelmiş olan 15 nolu belediye otobüsüne doğru yürürsünüz.
Arafta kalma duygusudur. Eve dönsem mi, burada kalıp bütleri beklesem mi? Öğrenci dediğin hiçbir vakit rahatlığa eremiyor. Hep bir ezilmişlik ve garibanlık.
hani böyle, çok afedersin, çişin gelir ya, gün boyunca tutarsın çişini, yapacak bir yer bulamamışsındır çünkü. artık gün içinde zilyon tane şakalar, komiklikler yapılmış olsun hiçbirinden tat alamazsın, karşından jude law geçse kıçını döner "sırası değil jude" dersin. öyle bir ruh halidir çünkü çiş tutmak. sallanmaktan bithap düşnüşsündür ama gene de rezalet çıkmasın diye son ana kadar fıydırmamak için elinden geleni yaparsın.
ve eve gelirsin, o an için gül bahçesini anımsatan klozetle temasa geçtiğin ilk birkaç saniye, tarifi olmayan bir mutluluk, bir rahatlama yaşarsın. nirvanaya ulaştığını sanırsın hatta. hiç bitmesin ister bünye, işedikçe işeyesi gelir insanın. işte finallerin bitmesi de böyle bir etki yapar insanda. tarifi olmayan bir coşku, sonu yokmuş gibi gelen bir rahatlama..
kalmadıysan tabii.