oooff offfff diye söze başlamak istiyorum. finallere 2 gün kalmıştır ve artık derse girmeme veya girdiğiniz derste not tutmamanın verdiği pişmanlık duygusuyla not aramaya karar verirsiniz. her ne hikmetse kızlar notları erkeklerden, erkekler de kızlardan ister.
- ayşe sen şu dersin notu var mı?
-ne yapacan?
- bir yerlerime sokmayı düşünüyorum da?
-neee!!!
- yahu ne yapacam finaller başlıyor ders çalışacam
- ayyy valla bende de yok...
- ee yok desene ne dolandırıyon.. neyse ya üfff
şansını başka arkadaşlarda denemeye kalkarsın. ve sınıfa şöyle bir göz gezdirirsin. ha tamam gülhanda kesin vardır.
- gülhaan şu dersin notları var mı sen de ya...
- valla daha 1 saat önce murada verdim fotokopi çekecekti daha gelmedi ben yarın getiriyim sana olmaz mı?
neyse gülhan arkadaşın fazla uzatmamıştır.notunu yarın alabileceksin. 2. öğretim olduğun için o notu ancak gece 22.00 gibi alırsın sınav saatine 10 saat gibi bir süre kalmıştır. eve gidersin iyice bir yemek yedikten sonra 'canım yemekten hemen sonra da ders çalışılmazki bi çay içiyim de öyle..' derken saat 00:00 gibi izlemeyi düşündüğün bir film tv de ilk kez yayınlanıyordur. ' neyse bu filmi de izleyeyim sonra çalışırım bu gece de uyumayıvereyim.' derken film biter saat 02:40 ... ' dur bi duş da alayım uykum açılsın' lanet olsun onu da yaparsın saat 03:10 ...' bir su ısıtıp kahvemi de hazırladım mı rahat rahat ders çalışırım' kahve hazır, saat 03:40... artık ders çalışmamak için herhangi mantıklı veya mantıksız bir bahanen kalmamıştır. notlara bakarsın gülhanın yazısı orhun abidelerinden fırlamış gibidir. kril alfabesine benzer bir yazı, hiçbirşey anlayamazsın. ' dur bi sınav saatine bakayım ya inşallah erkanlar uyumamıştır da onlara gider beraber bakarız.' ve o anda hiç ummadığın bir şeyle karşılaşırsın ki bu seni depresyona sokar. yarın 2 tane sınavın vardır. ve elinde kril alfabeleriyle yazılmış b.ktan bir ders notundan başka hiçbirşey yoktur. arkadaşlarını ararsın. herkes uyuyor anasını satayım. saat 04:30... eee yapacak birşey yoktur. uyuyayım bari dersin çalışmamanın verdiği stresle uyuyamazsın hava aydınlanmaya başladığı andan itibaren saniyeler , seneleşmeye başlar. neyse ilk sınav saat 08:00 da ve 07:00 a kadar başını duvarla vurmakla zaman geçirirsin derken 07: 30 bir uyku basar anlatamam. derken bitkin halde okulun yoluna tutarsın. zaten geçemeyeceğin dersin sınavının başında hoca aynen şunu der
- sınav çok basir çalışan herkes yapar.
üzülsen mi sevinsen mi bilemezsin. sınav biter, bi b.k yapamamışındır. arkadaşların aralarında konuşur.
-hakikaten çok kolaydı ya herkes yapmıştır herhalde.
-gerçekten ya bu hoca süper
- ben bi soruyu tam yapamadım ya neyse artık bi 80 alırım
o sırada gülhan yanına gelir:
- ne yaptın bak o notlara çalışıp da 100 alamazsan ayıp, nasıl geçti?
-lan sen yazıyı kimden öğrendin, ilkolu nasıl geçtin
demek istersin ama ayıp olur diyemezsin.
- ehh fena sayılmaz.
diyip yalan söylersin fena sayılmaz mı ben o kağıdın sayılacağından emin değilim adımdan başka birşey yok ki. neyse her 2 sınavında da boş kağıt verip kalırsın ve yarın 3 sınavun vardır, o gün uyumamışsın ne kadar çalışabileceksen tabi... offf ya neysee vel hasıl kelam berbat bir zaman dilimi... işin tuhaf tarafı çalışsan da çalışmasan da hep streslisindir. ders çalışmadığın zamanlar ders çalışanlara düşamn gözüyle bakarsın
- inek işte işi gücü ders çalışmak bunlar insan mı be bunlar varya selam versen almasını bilmezler.
gibi süpekülatif laflara kendini kandırırsın. ama söyle bir şey varki son sınavın bittiği an bütün derslerden kalmış dahi olsan anandan yeni doğmuş gibi mutlu huzurlu ve özgür hissedersin...
iki hafta boyunca sabahlatan donem. uykusuzlugun dibine vurursunuz. çizim yapmaktan serviste gozunuzu kapadıgınızda perspektif gorursunuz... o derece piskopata baglarsınız.
her öğrencinin kabusu olan hafta ve ya haftalardır. uykusuz geceler, mide ağrıları, can sıkıntısı denildiğinde akla gelenlerin en başında yer alır. hatta final döneminde sıkıntıdan ağlayanlar bile olmuştur gördüğüm. final sınavlarının kişide bu kadar psikolojik baskı kurmasının en büyük nedeni puanları önemli ölçüde etkiliyor olması ve tüm sınavların arka arkaya gelmesidir.
okul hayatının en g.te giren şemsiye açılmaz sözünü atasözü kılan dönemi...
yurt koşullarında odanız g.t kadardır. üstelikte 4 kişiliktir. her arkadaşınız bir arkadaşını getirir o g.te ve 6 kişi artı siz hadi bakalım çalışın ders...
çalışamazsınız! tek çare vardır uyumak, o da ne kadar becerilirse... amaç millet yatana kadar siz uyuyacaksınız onlar yatınca kalkıp dersinizi çalışacaksınız. ancak ne mümkün? uyku da uyunmaz o seste, o g.tte.. dolanır durursunuz bölümünüz peyzajdır siz dış ticaret okuyan arkadaşınıza sta*nı anlatırsınız; anlamaz, ben pezyajım biliyorum anlıyorum yuh artık mal mısın dememek için uzaklaşırsınız. muhasebe arkadaşınız çözemediği sorularla kıvranmaktadır, sorularını çözersiniz. bundan da sıkılırsınız, canınız hiç istemese de ders çalışmanızın gerekliliği nedeniyle ders çalışmak istersiniz. ancak imkanlar dahilinde zordur. tam böyle zamanlarda finaller tam bir şemsiyedir. girer bizim yurt odasına, açılmaz. her neyse bu çaresizlikle yurtta bir oda, bir bu oda dolaşırken bir başka arkadaşınız sizin önceki dönem aldığınız dersin final sorularını bilmem kaçıncı kez sorar, sizde eski notlarınızı arar, bulur, ve yine siz kim bilir kaçıncı kez soruları gösterirsiniz. böyle zaman öldürme arasında aileniz arar kazara;
-sen hala yatmadın mı? yarın sınavın yok mu?
-var anne, ders çalışcam bekliyorum.
-ne bekliyosun?
-akyazı haydarpaşa trenini
-kızım sınavın var nereye geliyorsun?
-anne iyi geceler.
-neyse çocuğum nasılsın?
-dul karıdan hallice anacım.
-aa ne ayıp. kızım bu saate ders kalır mı?
-anne fırsat bulursam çalışcam hadi çav *
neyse zorla telefonu kapatırsınız, sinirler tavan.
telefon yine çalar.
daha finallerine 1 ay olan kuzeniniz arar. bilmem ne filminin galasına bilet bulmuştur. hafta sonu gelecekmiymişsinizdir.
-tabi canım ne demek? cüneyt arkında doğa dostu ona sorarım bilmediğim bitkilerin familyasını..
-aa senin final zamanın dimi?
-ya ya..dimi..
-neyse o zaman gelme bari.
-sağol tevazun için....
-bizde şimdi tophaneden nargileden dönüyoruz. keşke sende olsan.
-kuzen sesin gelmiyo...
-nee....
çaktırmadan suratına kapatırsınız. o sırada elinizdedir hala bitki b.ku kitabınız. her neyse nihayet herkes inceden zıbarma moduna geçmeye başlamıştır yavaştan. artık ders çalışabilirsiniz. masanızı toplayıp düzeltirsiniz, masa lambanızı konumlandırırsınız. su ısıtıcıyı yanı başınıza alırsınız ve tabi vefakar dostunuz nescafe 3'ü 1 aradaları da.. herkes yatar. başlarsınız harıl harıl ders çalışmaya yarım saat geçmiştir daha ki, bir zırlama.... oda arkadaşınız...
-nen var kuzum?
-yok bişeeee..
-bişey yok diye mi bu vuaa sesleri?
-yok bişe dediiimmm...
-söylesene kızım derdin ne?
-söylemiceeeemm.. *
-ay iyi söyleme. ben koridora gidiyorum ders çalışmaya. sesin gelmesin. *
-sevgilimle kavga ettiiiikkk..
-aa çok üzüldüm sınavlardan sonra konuşuruz, üzülme sen de barışırsınız.
-bana şunu dediiii..
-aa onu mu dedi çok ayıp ağlamana değmez. hele bağırarak ağlamaya hiç değmez.
-ama onuda dedi..
-hrrr... *
neyse bir şekilde bundan da kaçarsınız koridora masa kurar ders çalışmaya devam edersiniz. bir başka odadan kaçan uykusunu arayan arkadaşınız gelir. elinde sigarası:
-nescafen var mı uykum kaçtı.
-türk kahvesi var isten mi?
-ne?
-yok bişi. uyusana.
-ay yok çok stres oldum ders çalışmaktan uyuyamıyorum.
-ne tezat. bende çalışamamaktan.
derken buda lafa tutar. o sırada saat hızla ilerlemekte çember daralmaktadır. şemsiyede odada dolanmaktadır. bir zaman sonra gider, ders çalışacak haliniz kaldıysa da onu da nereye çalışsam gibi sorularla harcarsınız. halsizlikten bitap şekilde çalışırsınız, tamam der ve kendinizden emin sanarsınız halbuki yorgunluğunuz yüzünden kendinizi kandırmaktasınızdır. hava aydınlanmaya başlar. uykusuzluğun verdiği embesillikle artık biraz uyumayı hakkettim dersiniz sanki çok b.k yediniz. aslında daha da yencek bir şey kalmamıştır. daha fazla çalışamayacaksınız. bu kafayla sınavda da birşeyde yapmayacaksınız. dinlenmeniz şart. neyse ki sınav 14.30da bol vaktiniz var. kafayı koyduğunuz anda sızarsınız. saat 7.30 alt ranzadan arkadaşınız..
adınızı seslenir ancak son heceyi uzatarak. bu en sinir olduğunuz uyandırma şeklidir. kalk. hadi sınavdan önce kahvaltını yap da tekrar et biraz.
-benim sınavım iki buçukta sana başarılar.
-a pardon.
aradan 2-3 saat geçer, diğer iki oda arkadaşınız yine aynı uyandırma stiliyle.
-kıııız sınava geç kalcaaaan.
-benim sınavım iki buçukta size başarılar.
-aa ne sınavı?
-dendroloji 2
-o ne?
-bitki tanıma
-e öyle desene*
-bi s.ktirip gitseneeee
-tamam be iyilik de yaramıyo.
uyumak için gereken zamanda gece ders çalışmanız için gerekip de p.ç olan zaman gibi p.ç olmuşturuyku zamanınız. umursamazsınız. uykunuz hafiftir. tık diye sınav saatinde kalkacaksınızdır. saat 14.00 lalalala alalal alal şeklindeki polifonik sesler eşliğinde uyanır alarmı erteler, devam edersiniz, bir 5dk. daha bir 5dk. daha derken saat 14.40 ta telefonunuz son kez ertelersiniz ama artık saati kontrol etmeden ertelemektesinizdir. 15.30da tamamen doğal yollarla sessiz sedasız alarmsız uyanırsınız. saate bakıp a.q. dersiniz ve kendinize sağlık ocağına giden bir bilet kesersiniz, umarım rapor keser doktor duaları ile.
bitse de bitmese de, kiside vampirlik duygusunu her daim yasatan evrensel ve unisex pms donemi. bizzat icindeyken ve bittikten sonra can sikintisindan sabahlatir, ama yasattigi duygu farklidir. hele bir de bitiminde adettendir; ilk gece coraplar cikarilmadan direkt yorganin uzerine seriliverilir; ertesi gun aksam ustu saatlerinde kalkmak uzere.
bazılarının sırf yaşayabilmek için en azından 1 yıl hunharca çalıştığı insalık dışı eziyet saatleridir. oysa diyorum bak; insanlık dışı süredir. örnek mi? entry saatine baksana... karga bile malumatınız eyleme girişmemiş ben türkiye' deki enflasyonu düşürme çabasındayım!
öss ye girecek yazarlara tavsiye
1- oss de amma zormuş hımps diyenin alnını karışlarım demeyin!
2- sınavınız yaklaşmış girmeden önce 3 tercih yapmadan önce 33 kere düşünün
3- bir gün hepiniz minik nevi sahsina munhasircıklar olacaksın [asdfasdf] şimdiki anın tadını çıkarın.
dipteyim sondayım notu: bugün 3 tane finalim var. 13. sınav olacak toplamda. geriye kalıyor 3. son sınıfım ve hala bitirebiliyorum. yarışmacı arkadaşları alnından öperim.
çok yakında başlayacak olması nedeniyle büyük can sıkıntısı yaşatan final adı verilen dönem sonu sınavlarının; ilk sınav gününden, son sınav gününe kadar olan dönemine verilen isim.
mağduru çok farklı ruh hallerine büründürebilen, tiksinilesi dönemdir.
bilen bilir, mahalle maçlarında top oynanan bos arazinin bitisiğinde mutlaka huysuz ve agresif amcanın gayrimenkulu vardır. bahçesi, içinde herhangi bir meyve ağacı ya da ne bileyim korumaya değer bir şey olmamasına rağmen duvarla çevrilidir. bu bahçe hep bir gizem ve korku unsuru barındırır mahalallenin çocuklarında. neyse uzatmayalım, her maçta kazmanın biri topu o bahçeye atmayı becerir. normalde mahalle raconunda topu atan, pasa pasa gidip topu alır. ama bahsi geçen kazma, aynı zamanda korkak da bi veletse, devreye baska biri girecektir. final dönemi de insani bazen böyle yapar, yanı gereksiz bir cesaret gösterirsin. sınavlar yaklaşır ama cesurca, basın dik bir sekilde sağda solda sürtmeye, alkolle bünyeni uyusturmaya, vakit oldurmeye devam edersin.
bazen de saf olursun iyiden iyiye... maç yapılan arazinin etrafında, bu agresif amcanın gayrimenkulunden baska engeller de vardır. site komsunuzun garip sarı rengiyle olsun, çalısırken çıkardığı garip sesiyle olsun, gönullerinize taht kurmus murat 131 i vardır mesela. az önce bahsi geçen kazmanın sırtı bahçeye dönükse** topu bahçeye değil de bu tofasın altına atacaktır, emin olun. bu kazma, korkak olmanın yahı sıra temiz pak da bi çocuksa, kendisinden takriben 10 yas buyuk murat 131 in altına girip, ayaklarını kullanmak suretiyle topu almaya yanasmayacaktır. bu kez de devreye mahallenin uzun ve saf çocuğu girecek, kot sortunun motor yağı olmasına ve akabinde annesinden gelecek seri tokatlara aldırmaksızın topu girdiği yerden çıkaracaktır. final dönemindeki saflıkla çok örtüsür bu durum.
en kotüsü var daha! bazen gereksiz cesaret göstermene neden olur finaller, bazen de asırı saf olursun. ama kaçınılmaz tek sey vardır; nasıl ki o kazma, korkak, temiz pak çocuğun icraatlarının sonunda bir temiz dayak yemesi kaçınılmazsa finaller de mağduru, hakkını vererek hırpalayacaktır.
bir çeşit işkence. Sınav tarihleri aralıklıdır. Bir tanesine girersiniz diğeri 5 gün sonraya randevu vermiştir. Ders çalışma salonunda yeter ulan yeter diyerek yatağına giden insanları bilirim.
insanın her zamankinden daha asabi, gergin, stresli ve mutsuz olduğu zaman dilimidir. sukunet ister, huzur arar, anlayıs bekler ve buna rağmen bu ruh halini anlamayarak üstüne gelen insanlara beklediklerinden daha büyük tepkiler verir. özellikle son sınıf öğrencisiyse ve bitirme projeleriyle uğrasıyorsa durum daha da vahimdir. aklınız varsa uzak durun, msnde görürseniz bulaşmayın, yolda görürseniz selam vermeyin, aramayın sormayın, sitem etmeyin, kendi haline bırakın.*
içinde bulunduğum öğrencileri cinnet noktasına getirecek kadar bezdiren dönem. bünye üzerindeki etkileri kişiden kişiye değişiklik arz etsede genelde etkiler paralellik gösterir. insan çalışmak istemez, yataktan çıkmak istemez, hayattan kopar.agresifleşir ve sonucunda etrafına "benden bu ara uzak durun final dönemimdeyim dolayısıyla dengesizim aman diyim ben uyardım" mesajı verir.
