James mcavoy'u ilk olarak filth filmiyle tanımıştım. Sonra sapık gibi takip ettim ve dahil olduğu tüm filmleri tekrar tekrar izledim. Bu adam oynadığı karakterleri kesinlikle yaşıyor.
Irvine welsh romani, james mcavoy'un başrolde olduğu psikoloji dram mizah filmi. Verilmek istenen mesaj ara gecislerle saglamlastirilmis son sahnesiyle de izleyici de derin izler birakmayi basarmistir.
bayılıyorum bu tarz filmlere. başını trainspotting çekiyor tabi ki ama splitteki o muhteşem Tek kişilik ya da çok kişilik performansın tohumları burada mı atılmış diye düşündüm. Çok kesik kesik, Biraz havada ama kahkaha attırdığı tribe soktuğu o kadar sahne var ki hiç kopamıyorsunuz. Hele o efsanevi son. Böyle filmleri sık görmem dileğiyle.
iskoç kara mizahının en güzel örneklerinden biridir. genellikle filmlerde itici bulunan iskoç aksanının bilakis bu filmlerin mizahi hatta laubali diyebileceğimiz tarzıyla çok örtüştüğünü düşünüyorum. james mcavoy in trajikomik oyunculuk performansı ise ayrıca takdir edilesidir.
bir 2013 filmi. 1998 romanı. romanının çok daha deli bir anlatımı olduğunu düşünüyorum ama boşverelim filmden bahsedelim. film, hüzünden ve pişmanlıktan delirme seviyesine gelmiş bir polisin hikayesini anlatmakta. Ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu anladım James McAvoyin bu piskopat film sayesinde. sonu ise mükemmel, olması gerektiği gibi.
orada burada sürekli giflerini, videolarını görüyodum, onun dışında herkes sürekli james mcavoy'un oyunculuğundan bahsediyordu falan dur bakayım neymiş bu diyip izledim. Gerçekten söylendiği kadar var, adam şiir gibi oynamış. Filmin atmosferi çok hoş, sağdan soldan ingiliz aksanı fışkırıyor, sayko şeyler oluyor ve bütün bunlar muhteşem bir renk paletinin üzerinde gerçekleşiyor. Başlarda mcavoy'un piçlikleri sizi baya güldürüyor ama zamanla filmin rahatsız edici atmosferi ve dram yönü ortaya çıkmaya başlıyor. Finali içinse söylenecek çok şey yok, mükemmel.
oğlum çok iyi film lan. james mcavoyabi döktürmüş. hele o gülerken ağlamaları yok mu bitirdi beni.
şimdi film bu kadar başarılıysa kitap üff yani. çünkü trainspotting'de kitap ve film arasında uçurum vardı. normal karşılıyorum bunu 2 saat max 3 saat içerisinde koca kitabı yansıtamaz.
heh bunun da kitabını bulmaya çalışıyorum şimdilerde. birde ondan sonra gelirim.
filmin ismi: pislik.
fragmanı izlediğinizde karşınıza kötü karakterini canlandıran james mcavoy çıkıyor. filmin ismi ve kast edilen kişi pislik diye adlandırılırken bu bize neden kötü algısı yaratıyor?
--spoiler--
bir insanı kötü yapan alkol müdür, engel olamadığı cinsel arzusu mu? bunlar bir insanı pislik yapmaz. ağladığı sahne bütün kötülüğünü alıp götürüyor. bunları acıyı bastırma eşiği olarak görüyorum. film bittiğinde adamı ''pislik'' diye adlandırmadım ''duygularını gösteremeyen, içinde yaşayan gerçek bir duygusal'' olarak adlandırdım.
--spoiler--
kesinlikle izlenmesi gereken şahane film. filmi izlemek için james mcavoy faktörü bile yeterli, ki ben kendisi için izlemeğe karar verip filme hasta olmuştum.
konusu ve işlenişi itibariyle biraz shutter island kokusu aldığım, buna rağmen sevdiğim filmdir. James mcavoy rolünün hakkını epey vermiş. biraz daha dolu işlenebilirdi senaryosu. çok erken bitirildiğini düşündürdü. ayrıca;
film bipolar bozukluk sahibi, bir polisin hayatını anlatıyor. hard seks, alkol, uyuşturucu, bolca sigara, sübyancılık, yalan, ihanet vs her pislik var. güzel bir roman uyarlaması olmuş, izleyiciyi hiç sıkmıyor. özellikle sonu çok iyiydi, baştan tahmin edilebilecek sıradan bir film değil.
Uludağ sözlük yazarları tarafından hakkı yenilen muhteşem film, şuraya baksanıza başlıkta sadece 18 entry var. james mcavoy kendini aşmış, aksanı oyunculuğu harikaydı. hele gözleri .. izledikçe aşık oluyor insan, bruce karakterini yaşamış ve yaşatmış. tek kişilik dev gösteri yapmış resmen, pislik olunca bile sempatik geliyor bu adam bana. Sonu ile beni darmadağın etmiş, hıçkırarak ağlatmıştır. kesinlikle izlenmesi gereken filmdir, hiç durmadan açıp izleyin!
