Filmin verdiği açıya göre değişecek sempati. Eğer ki baş rol kötüyse sempati ve hayranlık duyulabilir çünkü iyilik ve kötülük kişiye olaya göre değişen bir kavramdır. Gerçek hayatın kurgusal yansımasıdır filmler. Bundan size iyi gelen bir durum bir başkası için kötü bir sonuç doğurabilir. Filmlerde de bakış açısı evrilerek kötü karaktere sempati duyulması sağlanır. Bir seri katilin hikayesinin anlatıldığı bir filmde seri katile sempati duymak hayranlık beslemek olağandır.
Hatta karındeşen jack in öldürdüğü insanlardansa karındeşen sevilir. Çünkü merak kurbanda değil katilde yoğunlaşır.
Yahut film kalitesiz ve karakterler aptallık sınırını zorluyorsa yine kötü rol daha çekici gelir.
Hitleri yeren bir filmde hitlerden nefret edip, hitleri daha yumuşak hatlarıyla veren bir filmde hitlerden hoşlanabilirsiniz.
Yani bu biraz zihni parçalamak gibi. iyiyle kötüyü karıştırmak.
Dövüş kulübü, gemide, otomatik portakal... örnekler çoğalır.
Dizileri ele alırsak suç ögesi taşıyan karakterler sevilebilir ki bir döneme damgasını vuran kurtlar vadisi buna örnek oradaki o mafya adamlarının sevildiği özenildiği aşikardı.
Dexter o da unutmamak gerek iyi kalpli katil. *
genelde antikahraman başrolde olduğunda yaşanır. otomatik portakal'daki alex örneğin, o kadar deney yapılınca adama ve ardından yaşananlar sonrasında adamı sevmemek elde değil. geçmişindeki kötülüklere rağmen sempati duyuyor insan.
Kesinlikle (bkz: joker)
O psikopat tavırlar saçları düzeltmeler felan rolünün hakkını vermiştir bir daha çekilemeyecek görülmeyecek olan joker karakteri ile sinema dünyasının en iyi işini çıkarmışlardır. Toprağı bol olsun.
tom ve jerry i izlerken hungur hungur aglamak tır. tom'a yapılan haksızlığa dayanamamak , tom'a süpürge ile vuran kadına ''evsahibi şişman karı vurma allahını seversen vurma'' diyebilme cesaretini kendisinde bulabilmektir. tom yenildiği zaman depresyona girmek , girip de çıkamamaktır.
ne bileyim bir erol taş'lı sahnede ''vur kır parçalar bu maçı kazan'' ''yediğin tavuğa gurban olayım'' diyebilme yetisi , vikingli bir tarkan filminde bilal inci'ye ''bi kere de sen gebert lan kıl şu kuyruk tarkan'ı. yeter hanuma koim iyi iyi nereye kadar'' düşüncesinii aklından geçirebilmektir.
belki de yine tarkan filmindeki dev ahtapot'un gerçek olamayacak kadar salak birşey olduğunu bilmenize rağmen , adamın ahtapot tarafından yenilişinden zevk alabilmek , ''afiyet bal şeker olsun saaalim abbiii'' dileklerini sunabilmektir..
bu adamlar bazı filmlerde kurbanlarını, çocuklara ya da yaşlılara eziyet eden sadist tiplerden seçerler. seri bi şekilde bu tipleri doğrarlar. iyi olmuştur. birkaç mikrop eksilmiştir.