Filmin verdiği açıya göre değişecek sempati. Eğer ki baş rol kötüyse sempati ve hayranlık duyulabilir çünkü iyilik ve kötülük kişiye olaya göre değişen bir kavramdır. Gerçek hayatın kurgusal yansımasıdır filmler. Bundan size iyi gelen bir durum bir başkası için kötü bir sonuç doğurabilir. Filmlerde de bakış açısı evrilerek kötü karaktere sempati duyulması sağlanır. Bir seri katilin hikayesinin anlatıldığı bir filmde seri katile sempati duymak hayranlık beslemek olağandır.
Hatta karındeşen jack in öldürdüğü insanlardansa karındeşen sevilir. Çünkü merak kurbanda değil katilde yoğunlaşır.
Yahut film kalitesiz ve karakterler aptallık sınırını zorluyorsa yine kötü rol daha çekici gelir.
Hitleri yeren bir filmde hitlerden nefret edip, hitleri daha yumuşak hatlarıyla veren bir filmde hitlerden hoşlanabilirsiniz.
Yani bu biraz zihni parçalamak gibi. iyiyle kötüyü karıştırmak.
Dövüş kulübü, gemide, otomatik portakal... örnekler çoğalır.
Dizileri ele alırsak suç ögesi taşıyan karakterler sevilebilir ki bir döneme damgasını vuran kurtlar vadisi buna örnek oradaki o mafya adamlarının sevildiği özenildiği aşikardı.
Dexter o da unutmamak gerek iyi kalpli katil. *