filmlerdeki gibi aşk yaşamayı istemek

entry50 galeri0
    1.
  1. film izlememek gerek aşkın büyüsünü bozmamak için onlar gibi olmuyor, olmamalı da. sizin kendi hikayeniz kendi büyünüz olmalı. boşverin filmleri. unutun gitsin.
    3 ...
  2. 2.
  3. kolay bir istektir. imkan dahilindedir.

    the lake house'u örnek alalım. mektuplardan birini sevmek.

    sana satırlar dolusu yazıyorum. sen bana birkaç cümle. bazen bir ünlem bir gülücük. seni satırlardan seviyorum. öyle uzaktan uzağa. beklediğim birkaç cümle sadece. beni düşündüğüne dair. gelecek planım yok. sadece şu an aklında olmak bana yeter. aramızda kilometreler şehirler bazen kıtalar var. biliyorum. umrumda mı peki, hayır.

    sadece spam maillere kızıyorum. bir senden mail bekliyorum ben, nasılsın demeni. hepsi bu.

    zaten serendipity gerçekse bir gün birlikte olacağız, arkadaşım olsan bile yeter. seni bir deniz kızı gibi seviyorum. sahip olmadan.
    6 ...
  4. 3.
  5. herkesin duymayacağı istektir. sevgiliyle beraber adının baş harflerini ağaca kazıyınca hamile kal, hamile olduğunu ondan gizle, yıllar sonra çocuğun topu, sevgilinin ayaklarının dibine kaçsın, baba ve oğul kaynaşsın, sen rüzgarlı havada kayalıkların ucunda durup intihar etmeye kalkış, adam koşsun, son anda kurtarsın. hangi yürek dayanır buna ?
    6 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. gerekli malzemeler:

    1 adet eternal sunshine of the spotless mind filmi
    1 adet kalp
    biraz duygusallık
    sessiz ve loş bir oda

    he unutmadan biraz da umut.

    yapılışı:

    alınan film izlenmek için bireyimiz tarafından açılır. ortamın sessiz ve loş olması filme daha dikkatli odaklanmanızı sağlayacaktır. zaten genelde kişimiz böyle bir sinerjiyi filmin başında yaşayacağını düşünmez lakin hazırlıklı olmak lazımdır ki daha önceden aşk filmleri izleyip bu gibi vukular ile karşılaştıysa onlar bu duruma tepkisi biraz daha sınırlı olacaktır. ilk 15-20 dakika kişide film analizi ve karakterleri betimleme olgusu çıkaracağından hemen olaya girilmemelidir. filmin ilk yarısını adam/kadın gibi izlemek lazımdır. bireyimiz yavaş yavaş artık filmden etkilenmeye başlayacaktır. filmin 2. yarısınsda daha etkili sahneler olacaktır ki bireyimiz bu sahnelerin içinde kaybolcaktır. hormonal aksiyonları hızlanacak, beyin aşk'a yönelecektir. filmin son sahnelerinde ise genel itibariyle kişimizin beyni tek noktaya odaklanır.

    'aşık olcam lan ben'

    filmin bitmesiyle bünyede bi afallama, sahnelere geri dönüş, kendini filmdeki karakter yerine koyma gibi gariplikler görülebilir. korkmaya gerek yoktur. belli bir süre sonra tekrar eski halinize geri dönceksiniz.

    uzun süreden beri ilişkisi olmayanlar pek fazla önerilmeyen bir şeydir bu. film izledikten sonra kötü sonuçlar elde edilebilir. o gece msn'de her an bir kıza/erkeğe yavşama moduna geçebilebilir. dikkatli olunması lazımdır.

    tek kişilik sindirebileceğiniz bu yapım, şansınız varsa zamanla çift bir bünyeye dönüşebilir. pek de leziz olur.

    sıcak servis ediniz. afiyet olsun.
    3 ...
  9. 6.
  10. mutlaka bir entrikaydı, bir prüzdü, bir maceraydı, bir yanlış anlaşılmaydı gibi şeylerin olacağını, yoksa filmin film olmayacağını varsaymak bu isteği baltalayabilir.
    1 ...
  11. 7.
  12. filmlerin sonu çoğunlukla güzel bittiğinden, hayattan istenilecek en masum, en haklı istektir kanımca. gerçek hayatta karşılıksız sevgiler, sevip kavuşamamak, sözde kendi iyiliği için terkedilmeler aşk adını alıyor ya, insan özeniyor haliyle filmlerde imkansız gibi görünse de bir şekilde sonu güzel biten aşkları görüp de.*
    belki de filmlerdeki ana karakterler kadar emek vermediğimizdendir, inanmadığımızdandır aşka ha? filmlerdeki gibi aşk, öyle oturduğun yerde isteklerde bulunmakla olmamalı ama di mi, belli engelleri aşıp aşkına kendini kanıtlamalısın;

    -hayat yönetmeninin yoluna koyduğu engelleri, 110 metre engellide yarışıyormuşçasına hırsla geçmelisin.
    -senaryosunun kayda değer tesadüfler, girişimler, sürprizler ve iç gıdıklayan diyaloglarla dolu olması gerekir mesela.**
    -sevgilinle yağmurlu bir akşamda öpüşürken fonda çalan müzik seçimin mükemmel olmalı ayrıca. ha bu arada fon müziği için vantrologlarla çalışmalısın.
    -oyunculuk kuşkusuz taktire şayan olmalı. herhangi bir anlaşmazlıkta, kavgada hemen pes etmeyip ne yapıp edip sevgilini elinde tutmalısın*, ikna etmelisin, küçük yalanlar söylemek zorunda kalsan da.
    -yaşayacağın olayları kurgulaman da çok önemli. olayların sıralamasına, gelişimine falan dikkat etmelisin. sevgiline yaptığın bir yanlışı anlatıp ardından çiçek vermek yerine önce çiçeği verip sonra laf arasına sıkıştırmalısın örneğin.*
    -filmin konusunu düşünmene gerek bile yok artık, en güzel konuyu zaten başından seçmişsin, istesen de bozamazsın büyüsünü filmin.

    sonuç olarak en başta yaptığım tanımlamayı düzenleyip tekrarlamak isterim;
    -filmlerin sonu çoğunlukla güzel bittiğinden, hayattan istenilecek en haklı, fakat en ikiyüzlü istektir kanımca.
    0 ...
  13. 8.
  14. bir sürü engel çıkar, araya bir çok şey girer fakat hiç bir şey bitirmez bu aşkı, o kadar inanarak izlersin ki bir süre sonra kolay olanı basit gelir, gerçek olanı filmdekiyle karıştırırsın, işin içine aksilik girmezse aşk olmazmış gibi gelir.
    0 ...
  15. 9.
  16. her filmde sorunlu, aksiyonlu veya yıpratıcı bir ask oldugunu belirterek baslamak istedigim entryme, istenilmesi gerekenin, o askların taraflara yasattıgı degil, aynı askların taraflar uzerindeki kuvveti oldugunu belirterek devam etmek isterim.

    yani oyle imkansız ve zor bir ask degil ama oylesine kuvvetli, direncli ve en onemlisi gercek ask istenmelidir. zira o filmlerdeki askı yasamak herkesin kaldırabilecegi yuk degildir.

    bu yonden konuyu ele alırsak ben de filmlerdeki gibi bir ask yasamak isterim ama sorunsuz ve kolay bir ask... oyle ki; laftan anlamayan, zorla cicek satan, almayınca da pesinden ayrılmayan cingene cicekciler bile yer almayacak bu ask hikayesinde.

    cok sey istiyoruz ama olmuyor iste...
    0 ...
  17. 10.
  18. - buğday tarlasında koşmak,
    - sahilde el ele koşmak,
    - sahilde sevgiline doğru koşup, boynuna atlamak,
    - çam ormanında ağaçların arkasına saklana saklana, kaça kaça cilveleşmek. birlikte yere yuvarlanmak,
    (bkz: türk filmi rüyası)
    1 ...
  19. 11.
  20. - ühühühü ben filmlerdeki gibi bir ask yasamak istiyorum ühhüü

    - kimse yok mu abi? bari sen biseyler soyle,

    + zirlamakla olmaz oturdugun yerden boyle, sete gideceksin.

    - ühühüühü..
    1 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. bir serkan altuniğne harikası:
    kadın: filmlerdeki gibi bir aşk yaşamak istiyorum cenk!!
    erkek: hakkat ya şöle porno filmlerdeki gibi yaşasak baaam!! gümm!!
    kadın: off cenk off
    2 ...
  24. 14.
  25. 15.
  26. herkes kendi filmini yaratır yaşadığı aşk ile, o yüzden kısmen gerçekleşmesi olası bir istektir.
    1 ...
  27. 16.
  28. 17.
  29. 18.
  30. aşk acısını işleyen filmleri izlediğimde dediğim cümledir.çok sonraları bunu söylediğim aklıma gelmiş ve aklımdan geçmiştir ki;'ulan ne zorum varmış benim zamanında'dedirten cümledir.ama maalesef ki o filmlerden 40 tane izlemiş ve bu gerçek olmuştur.sonuç mu? bende bilmiyom:D
    0 ...
  31. 19.
  32. izlenilen filmlere göre değişebilir, poziyon istemeye, fantazi istemeye kadar gider.
    0 ...
  33. 20.
  34. sözkonusu istek, eğer gerçek hayatta yaşadıklarınızı etkilemiyorsa sorun değildir

    ancak

    o filmlerdeki gibi aşk yaşamıyosun diye karşındaki suçlayıpta mallık ediyosan, siktir git o ekranın içinde yaşa.
    0 ...
  35. 21.
  36. 22.
  37. istektir işte. saygı göstermek lazım.
    0 ...
  38. 23.
  39. çok beğendiğin bi şeyi vitrinde görüp alamamaktır.
    0 ...
  40. 24.
  41. istemeyen yoktur sanırım..
    ama şu da bir gerçektir; adından da anlaşıldığı üzere o iş sadece "film"lerde olur..
    ilk sene bambaşka bir aşk yaşadığını sanırsın, sonra yine başlar yüzünüze vurmaya acı gerçekler..
    1 ...
  42. 25.
  43. istemeye istersiniz fakat gerçekler...

    siz evde sevgilinizle çıt çıt çıt mesajlaşırken bile telefonunuzu gizleyecek yer ararken filmlerdeki gibi "heey tatlım biletimizi aldım, annenleri atlatırsın bu hafta sonu miamideyiz" denen ilişkiler yaşayamazsınız.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük