öncelikle 50 karakter sınırına takıldığım için sonra bu tarz bir başlık varsa ve ben bulamadıysam şimdiden özür dileyip, ve en son olarakta izlemeyenler adına spoiler verdiğim için özür dileyip konuya giriyorum:
Amerikan filmlerindeki sınıfın ezik çocuğunun sonradan kahraman olma durumu *
oldum olası kıl olduğum durumdur efendim.hatta kıl olmak ne kelime hayat tarzımı sorgularım zaman zaman. olayı örnekleri ile anlatayım.
spider man: bu filmimizde peter parker* sınıfın ineklerinden, sosyal yaşamı 0 olan ezik bir elemandır. Harry Osborn dışındaki tüm elemanların çok afedersiniz t.şş.k oğlanıdır. ama ne olursa olur bu ezikliğin ona getirisi süper güçlere sahip olur. dünyayı kurtarır. transformers: Sam Witwicky kendi halinde ve tesadüfe bakın yine ezik karakterdir. sınıfta yine millet t.şş.k geçer. bir tane de mal arkadaşı vardır. bu Sam Witwicky kaderin cilvesine bakın ki aldığı araba robot çıkar, dünyayı kurtarma görevi bu arkadaşa kalır ve nitekim başarır.
hayır, klişeler bununla da kalmıyor. okulun en taş hatunları okulun en zengin çocuklarıyla çıkar ve her nedense çıktıkları tüm çocuklar puşttur. kızımızda doğru insanı bekleyene kadar kaşar, doğru insan çıkınca evinin hanımı olmaya hazırdır zaten. ve herhangi bir nedenden ötürü bu çocuk kızla tanışır. bizim ezik çocuk meğersem senelerdir umutla beklenen aşkmış fakat kızımızın bundan haberi yokmuş. en sonunda bu gavat kızı da bağlar. mutlu mesut yaşarlar.
şu tarz senaryolara 2 tane örnek verdim ama benim bildiğim ve sizinde aklınıza gelen bir çok film olmuştur.
eğer harbi durum böyleyse kafamı s.keyim. demek senelerce kafamı kitaplara gömsem, deneylerle uğraşsam hem süper güçlere sahip olurmuşum hem de boşuna ortamları didikleyip kız peşinde koşmama gerek kalmadan en t.şş.klı hatunu ben kaldırırmışım.. vay anasını sayın seyirciler..
heroes daki peter petrelli canlandı gözümün önünde. ailedeki en ezik birey, avukatlar arasından hemşire olarak çıkmış. ama ne oldu bak bütün güçlere sahip oldu çocuk, abiye bak uçuyomuş peh.
"bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı" geyiğiyle de pek bi benzeşir. genelde sınıf ortamı vardır. sınıftaki tipsiz inek şahıs sınıfın popüler kızını içten içe sevmektedir. kahraman olunca da her fırsatta kızı korur kollar bu.*
çocuğun kendine manita bulmasıyla birlikte özgüveninin artması,insan olduğunun farkına varması ile gerçekleşen durumdur.tabi hayatının belli kısmında mal gibi yaşamayanların bu yüzden kahraman olma şansı da yoktur.ama mal olup da hayatı boyunca mallığından kurtulamayan insan sayısı oldukça fazla olduğuna göre en iyisi siz kendi konumuzla idare edin...
bu durumun farklı bir örneği de, yaşar alptekin'in oynadığı, yalnızlık bir şarkıdır, adlı filmde gerçekleşmiştir. özet geçiyorum hacı. ezik öğrenci olmanın vazgeçilmez unsuru olan gözlük, yaşar alptekin'in oynadığı karakterin de çirkinleştirici öğesidir. okulda bu herifle daşşak geçiyorlar paso. itiyorlar, yere düşürüyorlar falan. yere düşünce sevdiği kıza bakıp bir damla gözyaşı döküp yutkunuyor falan. iyice ezin köpeği. iyice ezin ki seyirci filmin ilerleyen sahnelerinde bu oğlanın alacağı intikamla daha bir şehvetle boşalsın.
sonra sonra yaşar abi; "s.kerim kuantumunu da statiğini de kezzabını da. her şey karı, her şey dans!" doktrini doğrultusunda, atıyor gözlüğü, yeni kıyafetler edinip, diskonun yolunu tutuyor. aldığı kıyafet de; sentetik kumaş, kolları bol, bel kısmı göbekte bitiveren, fermuarlı eşofman üstü. alt tarafta, giyenin yüklü miktarda daşşağa sahip olduğunu gözümüze sokan daracık tayt falan. lanet olsun.
sonra türk gençliği'nin kahramanı oluyor tabii. nerdee eski çalışkan, baba zopası yiyen ezik tekin? artık, diskoda yaşlı ve zengin karıların seks kölesi ve çılgın dans figürleriyle, gözlüklü zamanlarında suratına bağıra tüküre gülen karıları bafileyen, dişlek, yepyeni bir tekin var. lan tekin tekin deyip duruyorum, filmdeki karakteri o herifin.
hayır, benim anlamadığım, gözlüklüyken bu dangozu itip kakıyorlardı, gözlük gözünden fırlayınca, ezik ezik yerlerde gözlüğünü arıyordu; "hmff. hmff. gözlüğüm? gözlüğüm nerde?" deyu. herif, kitabı defteri s.ktir edince, gözler de mi iyileşti noldu? bir dönem gençliğine gözlük çöpe attırdı lan bu film.
fakat, kaderin bir cilvesi olsa gerek, yaşar alptekin'in özel yaşantısında bu durum tersine seyretmiştir. çılgın bir delikanlıyken, gitgide sümsüklemiştir. şimdi kanal kanal gezip; "abi, ben namaz kılıyorum abi. çok huzurluyum abi." deyip duruyor, gitmediği bir fashion tv kaldı. yanlış anlama olum, namaz kılan adam sümsüktür demiyorum. ama bu herif namaza başladıktan sonra sümsükledi lan, yalan mı? ağzını aça aça, 37 diş birden ortada; "tevbe eyledim abi inşaallah, abi namaz gibisi yok abi." deyu dolanıp döküyo. allah kabul etsin de yaşar'ım, o taytı çıkarsan artık?
mümin sekmanın herşey seninle başlar kitabında dediği gibi Türkiyede en çok tutan akım garibanizmdir. Bunu etrafımızdaki her olayda görmemiz mümkündür. gerek bir mahalle kavgasında gerekse eski-yeni bir filmde.
'küçükken çirkin olan kızın büyüyünce taş olması' nın bir diğer versiyonudur. çirkin kıza yüz vermeyen o erkek büyüyünce kızın taş oldugunu görmesiyle yanar yakılır. aynı şekilde ezik çocuğa yüz vermeyen kızın, o çocuğun kahraman oldugunu duyunca dizlerine vura vura yanıp yakılmasıdır. anneannemim dövünme, ucundan köşesinden de yemin etme cümlesidir (bkz: uyy yanam yakhılam)
En belirgin örneği spiderman'dir. Mary Jane Watson'ı bile götürdü adam o gazla. O derece yani. Yoksa o gözlüklerle, o vücutla işi zordu. Sarışın marışın da değil filmdeki eleman. Hadi çizgi filmdeki gibi bi tip olsa neyse. Ayrıca paris hilton'ın böyle bir klibi mevcuttur hatta klipte " Sometimes a loser gets the girl" falan tarzı güzide bir vecize de mevcuttur. Bulursam linkini de koyarım.
genelde çok iyi bilgisayar kullanır bu tip. her bi' şeyi bilir bilgisayar ile ilgili, ama arkadaşları tarafından hiç siklenmez. sonra arkadaş grubunun başına bir bela gelir ve devreye bu çocuk girer. hemen cep bilgisayarını çıkarıp düğmelerine hızlı hızlı basmaya başlar. bir de manyaktır bu bilgisayar, tuşuna her bastığınızda, "dit, di diiit, dididiit" şeklinde sesler çıkarır. sanki o çocuğun elindekini vantilatör sanıyoruz amına koyyım.
bu ezik çocuğa hiç pas vermeyen, sınıfın piç olarak tabir edilen tayfasından kişilerle takılan bir kız vardır ki, o çocuk bilgisayarda çok mühim şeyler yapıp arkadaşlarını bu beladan kurtarmaya çalışırken ona yavşar.
+ ee ne olacak? bir şey bulabildin mi?
- aklıma bir fikir geliyor ama, bu, bu çok tehlikeli... eğer işe yaramazsa her şey berbat... olabilir...
* hey maykıl, neden söz ediyorsun sen? bundan büyük bela olur mu?
- eh, o zaman bunu deneyeceğim. diit didiit... kahretsin, çalışmıyor. (burada tuşlara abanır.) di diidiit...
sonra bir şeyler yapar bu çocuk. mesela kahve makinesini bilgisayara bağlar, bilgisayarın bi' kablosunu götüne takar falan, ve bela atlatılır.
+ mükemmelsin maykıl! muuucuuk!
evet, bu iki saattir ona yavşayan kız vardı ya, işte öpmüştür kahramanımızı. kahramanımız ise, kıpkırmızı yanaklarla mal mal sırıtır.
ya o değil de, bon jovi grubun adı mıydı, adamın adı mı? peh...
millet umutlansın biz de bundan nasiplenelim, umut satalım mevzusudur. fakir ama gururlu olan gencin zengin olup kendini kaybetmesi durumuyla da mesaj verildimiydi tadından yenmez olur.