kahramanlar hiç tuvalete gitmez, onları işerken ya da sıçarken görmeyiz hiç. yemek bile yemezler. nasıl bir hayattır bu ya? hep macera, hep ekşın?
üstelik hayatları hep dolu doludur. hiç boş vakitleri yoktur. işte bu ve bunun gibi durumlar filmlerde olup, gerçek hayatta olmayan şeylerdir.
ayrıca hollywood filmlerinde her dolapta bira olması da ayrı bir olay yani.
kesinlikle karsi ciktiğim önerme. mesela muz kabuguna basip önce vijjjjttt sonra langirt diye kapaklananlari gördüğümde olmaz böyle sey derdim ama geçenlerde önce vijjjjtlayip sonra langirtlayinca filmlerde olan seylerin gerçek hayat olduguna inaniyorum.
zaten berkeley'in dediği gibi belki gerçekte belki rüyalarimizda yasiyoruz bunu kati olarak bilmemiz imkansizdir dememiş midir?
demiştir elbette o halde sinema bir bakıma hayallerin beyaz perdeye yansimasi değil midir?
o halde bizler günün birinde iyi cocuklar olup sirinleri görebiliriz.
beyaz perdenin hayranlıkla izlenmesinin sebeplerinden biridir.
hepinizin bildiği çok tanıdık bir sahne vardır. filmin kahramanı ikili bir diyalog içerisinde iken birisi bir kaç saniye başka tarafa bakar ve döndüğünde az önce konuştuğu kişi yoktur. kahramana çok acayip karizma kattığını düşünmüşümdür hep. genç zamanlarda bir ara da uygulayım dedim acaba olacak mı. iki arkadaş konuşuyoruz bu bir ara döndü bir yerlere bakıyor. çaktırmadan şöyle bir uzayım dedim. iki üç saniye sonra arkamdan gelen haber vermeden nereye gidiyon yarraaam lafı ile bu tarz şeylerin sadece filmlere özgü olduğunu anladım.
özellikle silahlar filmlerde her dayim namlusundan ateş çıkar gündüz vakitide dahil
ancak gerçek hayatta gündüz vakti ateş çıkmaz sadece barut gazı çıkar gece ve sağlam bir gölgede namludan ateş çıkar.
filmlerde olan şeyler hayatta o kadar kolay olmuyor. sevgiler o kadar güzel yaşanmıyor, kötüler kötülüklerinin karşılığını görmüyorlar. ayrıca yabancı filmler tamamen saçmalık oluyor. amerikan filmlerinden birinde adını da anımsamıyorum ama dünya yıkılacak hale geliyor, pekçok insan ölüyor. sonuna doğru rahata kavuşuyor insanlar ama yüzlerinde en ufak üzüntü yok. yakınlarını falan unutmuşlar öyle gülümseyerek bakıyorlar yeni doğan güne.
