Tema hazirdir Super Guc Amerika yada baska bir ulke tehdit altindadir.Kahramanimiz malum sahis dunyayi ve tabiki amerikayi kurtarmak icin bir mucadeleye girer sonunda kazanir.
O bomba yada herhangi baska bir unsur patlamaz kotuler kazanamaz.Ne olur bigunde bomba patlasin biginde dunyanin sonu gelsin birakin kotuler yasasin yaw...
ya tum kotuleri bosverelim, erol tas'in bir kez olsun ferdi tayfur'dan kazanmasi cok hos olurdu.
aslinda iyi adam rolunde olan erol tas. cunku kizi hakkinda hayallerini kurmus onu muhendis ile evlendirmek istiyor. ama kotu adam ferdi kizin kalbini calip babasina kiskirtiyor. bu yetmiyor erol tas'in masum hayallerinin icine ediyor. sanene kardesim adam kizinin muhendisle evlenmesi icin pembe hayaller kurmus, niye icine ediyorsun? hayir sarki, turku soylerekte hakli cikamazsin.
filmlerin gerçekçiliği açısından önemli unsur. çoğu filmde, sahneden sahneye geçilirken, kötü adam iyi adamı vuracakken ne olursa olur ve yüzünü ekşitir, çünkü bir başka adam tarafından sırtından vurulmuştur. iyilerin sürekli kazanması, bir parça topluma moral, bir parça iyimserliktir ama sürekli olması gerçekliğe kapıyı kapatandır.
izlenilen film veya programlarda iyilerin hep kazanması, bilinç altındaki kotulerde kazanır dusuncesini itmektedir boylelikle sahıslar hayatın gerceklerini kotulerden aldıkları acı tecrubelerle pekiştirmektedir. bilinç altına kötülerinde kazanabilecegini yerleştirmek gerekmektedir.
kim bilir belki şu ana kadar kazananlar hep kötüydü. Zaten Jerry midir ne pislik ise oldum olası o mıymıntı fareyi hiç gözüm tutmadı. Ama hep o kazanıyor. Zaten hep kötüler kazanıyor. *
tamamen karşı olduğum olay.
zaten gerçek hayatta * hep kötüler kazanmıyor mu? * o zaman bari filmlerde iyiler kazansın da zihinsel duygusal mastürbatif bir davranış olsun film izlemek
not:ama tom yesin jerry'i. tom'un içinde yatan masum çocuğu gördüm ben.
mesaj verme kaygısı içinde yapılan tüm ekran görüntülerinin durumuna karşı çıkmış başlıktır.
iyiliğin prim getirmediği şu dünyada aslında hep kötülerin kazandığını görüp buna kayıtsız kalmak mümkün müdür? hayaller ve inançlar hep iyiliğin üzerinde kurulmuştur, toplum ya da birey iyi kelimesini hep sevmiştir. '' iyi olmak '' '' iyi yaşamak'' masalların ardına gizlenen bir bilinç altında daha fazla iyilik ve daha fazla iyi olma hevesi içinde yaşadık. iyi olanı ve güzel olanı sevmek aslında hep tadmak istediğimiz duygu bu değil midir? en güzele sahip olmak , en güzel evde oturmak, en güzel kadına sahip olmak , en güzel araba , en güzel aile ama buna sahip olanlar hiç bir zaman anlatılmadı , hep saf ve masum olmak adına bize anlatılanlar aslında kocaman bir hiç.
gücü olmayana saygı gösterilmez gibi aslında hayatı çok yerinde özetleyen sözleri hayatı tanımaya başladıkça bize o öcü denen insanlardan öğrendik , yani toplumun kötü diye gösterdiklerinden. kimdi bu kötüler , toplumun vurun kahbeye dedikleri , parmakla gösterilen işte ''o'' lardı bu kötüler. toplumun günah keçileri, dışlanan ve hep haksız olarak gösterilen yani toplumun görünmeyen yüzüydü onlar. bir kahraman bir kötüyü yener ve dünya kurtulur. kötü olan aslında hep toplumdu , eğitemedi , öğretemedi , anlamadı, dinlemedi, anlatmadı , aranan kurbanlar her zaman yetiştirilmek zorundaydı. insanlar vicdanlarını bu kötü diye tabir edilen insanlar üzerinden rahatlattı bu insanlar sayesinde biraz daha rahat uyudu ve kendini biraz daha insan yerine koymaya başladı.
iyiler her zaman kazanır temalı bir film, bir hikaye , bir masal; her insan doğduğunda temizdir , saftır , masumdur, yaşayanlar onları kötü yapar ötesi var mıdır? evet vardır.insanların kötüye olan özlemi her gün artmakta , artık kötülük denen şey kendi vasfını kaybetmekte . kötü olan asla istenmez ama bize gösterilen her iyi aslında potansiyel bir kötülük olarak önümüze konmakta ve biz bunları her geçen gün daha yakından görmekteyiz durum bu oluncada insan kötülüğü kendine daha yakın görmeye başlıyor ve daha doğrusu kendisi artık kötü olmak istiyor.insanların bu kötüye olan düşkünlüğü toplumda her türlü iyi olan eylemin yerine almaya başlıyor ve bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın doğrultusunda ilerliyor.
ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan toplum ruhunda arta kalmış vahşet hissinin de baskısıyla haydutlarına karşı hayranlık duyar.''
