filmlerde cok bilmis barmen ritueli

entry6 galeri0
    1.
  1. hani gerçek hayatta da karşılaşmış olsam böyle hassas, böyle donanımlı barmenlerle, "eyvallahabi,iyi yapmışsınız" derdim de maalesef öyle bir durum sözkonusu değil.

    barmen dediğimiz çalışan sınıfının işi; sipariş edilen içecekleri müesseseye en fazla kar bırakacak şekilde hazırlamak (bir vodka-bull isteyin dediğimni anlayacaksınız, koklatıyor vodkayı çakal) ve barda oturanlara maksimum seviye de içki satmak. ulan madem görevin bu senin; "bu kadar yetmez mi?" diye sormak neyin nesi. sanane ulan sanane! içer içer adam. kendine güveniyorki, cebinde parası varkin içiyor. bu sahte hassasiyet ne yani?

    hani görürüz filmlerde esas oğlan ve kız bara gider başlar içmeye. şişenin dibini görmeye kararlıdır. her kadehten sonra "bi tane daha ver barmen" der ve güzel güzel içmeye devam eder. ama bu yılışık, bir o kadar da çok bilmiş barmen ne yapar;

    - bu kadar yetmez mi efendim?

    diye sorar, vermez ona içki. gıcık olurum böyle tiplere ben işte. işini yap lan sen, sanane! istiyorsa ver içkiyi, kapansın mesele. böyle feylesof bir tavır takınmanın anlamı ne? hele ki barda.. hiç inandırıcı değil..
    3 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. barmen bu adamı tanıyor musun klişesinin sebebidir. elinde aradığı adamın fotoğrafı ile mekana giren dedektifin bilgi kaynağıdır.
    2 ...
  5. 4.
  6. çok bilen ve para almadan konuşmayan adamlardır.

    - bu resimdeki adamı buralarda gördün mü?
    - bak dostum neyin peşinde olduğunu anlamıyorum. başım belaya girebilir. bilmiyorum, tanımıyorum, hatırlamıyorum.... vs.
    - (ve doların ucu görünür) peki bu hatırlamana yardımcı olur mu?
    3 ...
  7. 5.
  8. yuzluk banknot ile cia'de bile olmayan bilgiyi alabilme olayidir.

    bunun nedeni, her barmenin amerikan'in onde gelen barmenlerinin kurdugu ubm yani barmenik yeralti masonlari diye sozu edilen ultra gizli bir teskilata uye olmasidir. * * *
    0 ...
  9. 6.
  10. vakti zamaninda -1930'lar da falan- paris'te konsolosluk görevimi icra ederken simdi yerine banka yapilmiş olan régulièremen meyhanesinde bir barmen vardi.

    bu barmen muneccim boku yemiş gibi hemen hemen herşey hakkında bir alimdi. 19 dil bilir, simya, matematik, cografya, sosyoloji, biyoloji, sümeroloji, pastirmaloji, antik tarih, yakın tarih, hipermetrop tarih, astigmat tarihi, edebiyat, muzikoloji konusunda benim diyen alimi kumda oynatir çöp battirmaz hatta utanmadan 25 adet calgiyi über derecede calardi. paris sehrinde a'dan z'ye olan biten hakkında bilgisi ve fikri vardi. o vakitler dedikodu basini fazla gelişmediği için le week-end - frenkce hafta sonu- mecbuasinin ayakli versiyonudur.

    gtünlerden bir gün bu kadar bilgisinin sebebi hikmetini sordugum vakit bana verdiği cevap ile resmen dumura ugradim. kendisi vakti zamaninda bir vakitler ismi bende mahfuz olan bir ülkenin kraliymiş. ülkesi devrim modasina uymamazlik etmemek için kendisi tahtan indirmiş ve bir zamanlar krali memeleketten sepetlenmiş. işte bu kişi evinin nafakasini kazanmak için bir vakit avere avere dolasmiş bir tesaduf uzerine régulièremen meyhanesinde barmenlik görevini icra etmiş. simdiyse 75 adet resmi ve gayri resmi veledi ile dünya barmenliğinin kralliğini kuruyormus.

    sözümüzün özü bu zorla mise à la retraite - ah mon dio, mil pardon- emekli olan kral örneğinden hareket edersek eğer bir barmenin bilgili olmasi sizi yaniltmasin. muhakkak o kişi régulièremen meyhanesindeki kişinin sulbünden gelmedir. gidin o barmenin çömezi olun ve su dunyanin sırrını çözmeye vakıf olun.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük