ya filmin, sinemanın ne kadar muhteşem bir sanat olduğunun farkına varmış insandır ya da kitaptan anlamayacak kadar yazık olan insan. en iyisi ikisini de yapmaktır aslında.
Kitap okumamış, okusada anlamamış olan insandır. Kitabın ayrıntı gücünü fark edememiş insandır. Ayrıca kitaptan beyaz perdeye aktarılan filmlerin başarısızlığını fark etmemiştir. (bkz: Da vinci şifresi) (bkz: melekler ve şeytanlar)
okurken; yaşayamayacak kadar sığdır hayalleri. bu nedenle, bir yönetmenin hayal gücü ile beslenir.
bu beslenme, sadece filmi varken kitabını okumaya ne gerek var insanı için geçerli değildir. günlük hayatta sıkça karşılaşabiliriz, kendi sınırlarını, başkasının fazlasında aştığını sananlarla...
komik insanlardır efendim bunlar. böyle bir kasılmalar, ufka bakış atmalar falan. sanki biz kitabı boşa okumuşuz, enayi yerine konmuşuz gibi artistlenmeler. ''olum nasılsa filmi çekilecek bunun'' diyor kitabı önerdiğinde. yeni teknolojik bir ürünü aldıktan sonra ''çok pahalı almışsın 4-5 ay sonra yarı yarıya ucuzlar'' diyen arakdaş gibidir bunlar işte. belkide aynı kişidir.
bir de şey zannediyorlar sanırım, kitap mesela 600 sayfa mı? 600 sayfada geçen bütün yazıları filmde söylüyorlar sanıyor bence. o kadar düz yani. hmmmm... çok memnun oldum. ben de dünyayı kurtaran adam.