bence bir filmi olan bir kitabı anlamak için öncelikle kitabını okumayı tercih ederi. Çünkü; olay örgüsü daha kapsamlı olduğu için okuyucuyu daha fazla kendine çeker ve etkiler. fakat filmlerde öyle mi ki ? koskoca kitabı 1-2 saate sığdırmak mümkün mü ? bence bu kitaba yapılan bir haksızlıktır.
ikisinin keyfi ayrıdır.
kitap okunur filmi izlenir.
her ikisi de sadık bir kitleye sahiptir.
bir de kitabın filmi varsa
önce okuyup sonra da filmi nasıl uyarlanmış mutlaka görmek isteyen bir grup vardır.
eserin her halini sevenlerdir.
beklediğin filmi kafanda kurgulayıp birtakım beklentiler ortaya koyduktan sonra, beklentilerinin ne derece tuttuğunu görmenin verdiği anlatılmaz zevkten bihaber olan insandır.
not : kitabın yüzüne bakmayalı 1.5 yılı buldu.
her bir hücresinden oluk oluk sığlık akmaktadır o arkadaşın... olayları, heyecanı, acıyı, sevinci, macerayı, bir tek %90'ı efektlerden oluşmuş görsellikte arar...
ha, "kitabını okudum ama filmi daha etkileyiciydi. bende daha fazla iz bıraktı." dese anlarım. kıyaslama yapıyor aralarında. ama kalkıp da kapitalizmin ekmeğini yediği o klasik veya güncel edebi eserleri daha okumadan, böyle bir yargıya varması akıl almaz derecede bir sığlık göstergesi...
kitap okumak kadar harika bir olaydan mahrum kalacak bir cahil insan söylemi. ikisi de birbirinden hem farklı hemde bağlantılı olmasına rağmen yapılması gereken bir şeydir. her ikisi de insan bünyesi için son derece gereklidir.
hiç bir zaman harika eserlerin, başyapıtların değerini tam olarak kavrayamayacak insan. çünkü çoğu uyarlama berbat oluyor. iyi olanlar zaten kendini belli edip ünlü oluyor ve herkes izliyor.
hiçbir kitaptan uyarlama film, kitapta verilen ayrıntıyı tam anlamıyla veremez. kitabı yazan adam bile aklındakilerin tamamını kitaba dökememişken filmi çeken başka bir insan nasıl yapabilir ki?
zaten bu nedenle kitaptan uyarlama filmlerin çoğu bilim kurgu, fantastik türündedir, çünkü bu türlerde görsellik senaryodan yani hikayeden daha ön planda olabilir filmlerde.