yani günümüzde her kitabın filmi çıkıyo ne gerek var göz yormaya ben anlayamıyom falla bu insanları, birascık akıllı olun ya filmden güzeli varmı kitapta meme emmeyi nasıl anlatıyo? kitaba bakarak 31 mi çekilir? filmde 31 çekme şansımızda oluyo yani dedem de mesela film taraftarı brezilya dizisi izleyip asılıyo 93 yasında adam ondan iyimi bilceniz?
filmi okumak garip kaçacagından kitabı okumak tercih edilir.
edit. ayrıca filmi çekilecek tarzda yazılmıs bir kitapsa zamanı, mekanı, karakterleri hayal dünyanızda canlandırarak belkide o karakterlerden biriyle özdeşleştirerek okundugu için çoğu zaman film kitabın tadını vermez, veremez, vermesi mümkün değildir.
kitap okuduğu için cahil yerine konduğunun nedenini asla anlamayacak olan, kitap okumanın verdiği keyfi bilen ve kesinlikle takdir edilmesi gereken insandır.
başkasının bakış açısı ve hayalleri ile yetinmek yerine, kendi bakış açısı ve hayallerinin sayısız penceresinden, yazarın bakış açısına, algısal uzamına ve hayallerine uzanan cahil insanlardır.
cehalet fikri cehaletten ileri gelir.
liseli yaklaşımıdır.
hayatında iki kitaptan fazlasını okumamış olanlar için olağan bir durumdur.
önce kitabı okuyup sonra filmi izlemiş olsanız anlardınız.
en iyi yönetmenler dahi hayal gücünün sınırlarına ulaşmayı becerebilirki.
hayalinizde canlandırdığınız karakterleri yada efektleri yapmak kimin harcı.
en basitinden çizgi roman kaynaklı çekilen filmler dahi okuyucuyu memnun etmez.
azıcık yazın kültürü olan çok iyi bilir.
kitap okuyan (sözde) cahillere, kolaya kaçan yeni neslin düşünce yapısına sahip ezik bir adamın (bkz: ezik man) anlamsız ayar verme çabasıdır.
efendim şöyle ki; kitabı okur, hissedersiniz. etten kemikten duvarlar örülür gözünüzün önünde. vurgulamak istediği her detayı yazarla buluşturma şansına sahiptir yazar. oysa filmde bir sahnede izleyicinin gözünden kaçan onlarca detay vardır. kitapta hissiyatlar üzerine derin detaylar verilebilirken, filmde konuşma ve mimiklerden çıkarmak durumunda kalabilirsiniz, ki bu da oyuncuların performansına kalmış bir durumdur. filmde ister istemez yönetmen de kendinden bir şeyler koyar yapıma, orijinalliği bozulur öykünün. hele filme bir de dublaj girdiyse, buyrun bayram namazına... iyice çorbaya döner.
bu fikri çürütmek için yüzüklerin efendisi serisini okuyup izlemek yeterlidir.
Film şahanedir ne vakit kitapta bulunan pek çok karakter bulunmamakta kitabın aslına sadık kalınmamaktadır.
edit: kitap okuyan bir cahil olarak ordan biliyorum.
doğrusu "kitabı dururken filmini izleyen kolaycı insanlar" olması gereken önerme. önce kitabı okunmalı; iyi bir yapımsa, filmi de sonradan izlenmelidir.
kendi hayal dünyasını başkasının hayal dünyasına tercih eden insanlardır. belki onlar farklı bir açıdan bakıyordur, hayallerinde farklı bir ışıklandırma yapıp farklı mimikler görüyordur. özgür olmayı kim sevmez.
benim de içinde olduğum cahil grup. şayet kitabı varsa kesinlikle filmini seyretmem. kitap okuduğunuz zaman mekanı, zamanı yazarın tasvirlerine bakarak siz belirlersiniz. kendi duygularınızı ve iç dünyanızı kitaba yansıtırsınız. okuduğunuz kitap bir de sizi etkilerse o zaman hikayedeki karakterlerden birisi oluverirsiniz. her duygu beyaz perdeye yansıyamaz ama bunu kelimeler yazarın becerisine göre öyle güzel yapar ki.
tam tersi doğru olan cümledir.
not:kitap dururken, filimini izleyen cahil insanlar olduğunda . haklısın denilecek entry.dir. kitap okumayı sevmem ancak okumanın insanın kelime dağarcığını kuvvetlendirdiğini, hatta konuşma teleffuzunu etkiler.