bahsedeceğimiz olgu film izlerken kendini karakterin yerine koymak ve film süresince o karaktere bürünme duygusudur.
derine indiğimizde çocukluğumuzda kazandığımız bir şey aslında bu. matrix'i izlerken neo çocuklar, yüzüklerin efendisi'nde aragorn, yıldız savaşları'nda anakin skywalker... farklı bir açıdan baktığımızda düşsel dünyada büyük adamlar olmayı seçerken, yaşamda küçüklüğü seçiyoruz. -laan! döndürün olm kafanızı, başlarım açınıza. konumuz bu değil şimdi!-
(bir ilkokul, sınıf)
-bak olm şimdi siz ajansınız, ben neo'yum. siz ordan ateş ediyosunuz, ben arkaya doğru çeşitli artistliklerle yırtıyorum olaydan. hadi!
+tamam da, camın önünde yapmasaydın... aha gitti çocuk!
-üzülme morpheus, ölmese bile kesin fıtık olmuştu o hareketten sonra amına koyayım. işimize yaramazdı.
+haklısın trinity, hadi evcilik oynayalım.
etkisi filmi izlerkenki ruh halimiz, dalgınlığımız ve konsantrasyonumuza göre belli olmaktadır. çoğu zaman alışılagelmiş bir şey olduğu için dikkat etmemişizdir.
normal olan şekli duygulara yön verme şeklinde gerçekleşmektedir.
bir aşk filmi izliyoruz, çocuk sevgilisini kaybediyor. çoğunlukla farkında olmadan çocukla empati kuruyoruz, sevdiğin kızı kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu düşünüyoruz, düşünsel olarak yaşıyoruz. o an aklımıza sevdiğimiz kız geliyor, telefona sarılıyoruz.
-mehtap, mehtap. iyi misin? hep yanımda kal aşkım.
+aşkım derken? sen kimsin? aa, kemal! ne aşkımı yaa!
-amına koyayım birumuzumbileyok. valla açıklayabilirim.
+ee?
-valla yazarın suçu, bi üst paragrafta sevdiğin kız yerine sevgilin yazsaydı böyle ol...
-alo? aloo?
fiziksel açıdan etkilenmek biraz anormal olsa da kendini kaptırmayla, bahsettiğimiz gibi dalgınlık ve konsantrasyonla alakalıdır. gerçi şu 3d zımbırtısından sonra bu da normal bir hal almaya başladı.
zaten gelen cismi takip etmek, sağa sola yönelmek gibi durumları biliyoruz. bahsedeceğim benim sabaha karşı, uykulu bir haldeyken(salak değil, uykulu. lütfen!) yaptığım ve bir daha yapmayı kendime yasakladığım, öğlene kadar kendimi pataklamama sebebiyet vermiş bir şey.
gene televizyonlarda bilmem kaç kere yayınladıkları (yanılmıyorsam) korkunç bir film'i veriyorlar. onda bir sahne var. bilmem hatırlar mısınız... uzaylı adamın ağzına işiyor bildiğin, selamlaşma yöntemi falan diyorlar. işte o sırada bende ağzımda bi bardak suyu stoklamışım abi, bi ara yutmak üzere. adam ağzındakini tükürünce eş zamanlı ben de tükürdüm. pijama sırılsıklam. kendimi ıslak odunla döveyim dedim, zaten ıslaksın odunu niye ıslatıyorsun diye daldım odunla. -aptal mı? lan. lan düzgün konuş! git lan entrymden, git!. sadece dalgınlık.-