gülpembe şarkısnın doruk noktasını arkasına alarak, birçok aşığı yeniden birleştirmiş, ya da bizleri uyutup öyle göstermiş, sinan çetin'in prodüktörlüğünde iken çok seyredilmiş, daha sonradan da, kaya çilingiroğlu'nun arkasına aldığı torpili aleni olan bir biçimde sunmasından sonra eski tadını yakalayamayan, yeri geldi mi duygusallık yönünden kişiyi derin düşüncelere sevk etmiş, kimi zaman da, ''yalancı lan bunlar, tiyatro yapmayın lan, gelmiceksen, ne yüz veriyosun, geliceksen, ne önceden gelmicem triplerine girdin dürrük karı'' moduna sokan program...
kapıya uzun uzun baktırıp gül pembenin başını sardırıp sardırıp dinleten programdı. o kapıdan kimse çıkmadığında ben de hüzün dolardım. bizi neden başka hayatların vicdan azabını çekmeye zorladın sinan çetin?
tekrar yayınlanacak tuhaf program. o zamanlar sunucu koltuğunda sinan çetin otururdu. gelmesi beklenen kişi için kapı açılır ve gülpembe çalardı. kişi gelse de gelmese de gözyaşları sel olurdu falan. tanıtımını ilk gördüğümde hayır tepkisi verdirdi ve uzun zamandır kafamda dönen müziği tanıtımda kullanmışlar. *
Beceriksiz ressamın siyah beyaz tablosu
gibi hayat biraz beyaz en çok ta koyu
istem dışı dahil olursun bu oyuna
gözlerini açar açmaz başlar tantana
yavaş yavaş açılır sahnenin perdesi
başrol de sensin mekan hayat sahnesi
dublorsüz bütün riski sana ait
ya adam olacaksın yada serseri
gün gelecek zorluklar çıkacak
körpe beynin sorunlarla dolacak
idrak edemeyeceksin olan biteni
sonra çözüm gelmeden film son bulacak
neler yapılacak neler edilecek
bunların cevabı senden gelecek
sahne senin sahnen rol senin rolûn
senaryo kader ve basladı çekim
aklın başına gelmeye başlar
zaman aktıkça su gibi
kara kara başlarsın düşünmeye geleceği
ve de maalesef yitirilmiş geçmişin
yasını tutmak çok yazık
hayat bir film gibi gözlerinden geçer ama
aynı gözler geleceği zor seçer
hayat bir film gibi yaşanır ve biter
filmin sonunda mutluluk ya da keder
hadi sen seç
çekim 2 sahne 1 işte başladı
olayın akışını belirleme zamanı
zor kararlar zarar ve yararlar
ömrün boyu seni korur ya da yaralar
paralar yaşam boyu içini ama
belki de ulaşacaksın mutlu sona
gün batımına doğru giden patikadan
yürüyeceksin atınla bir başına
mutlu sonla biter sanma bu filmi
mutlu sonla biter onca film gibi
kötü adamlar Erol Taşa hiç benzemez
senaryo sana hep başrol de vermez
yeri gelir figüranı oynar ve göçersin
kendin için en iyisini seçmelisin
sensin senarist sensin yönetmen
hayatına yön ver çok geçmeden
aklın başına gelmeye başlar
zaman aktıkça su gibi
kara kara başlarsın düşünmeye geleceği
ve de maalesef yitirilmiş geçmişin
yasını tutmak çok yazık
hayat bir film gibi gözlerinden geçer ama
aynı gözler geleceği zor seçer
hayat bir film gibi yaşanır ve biter
filmin sonunda mutluluk ya da keder
hadi sen seç ..