yediğiniz patlamış mısır kutularını, kola kutularını, bilimum ıvır zıvırınız çöpe atınız. atmayana teşkilat olarak şimdiden iyi dileklerimizi bildiririz.
yapımcı refleksi, film finaline de serpiştirilen -homojen olarak-, yayında ve yapımda emeği geçenleri lanetleyelim diye okumamızı istediklerini zannettiğim, hazzetmediğim cast.
bu yüzden televizyondan soğudum ben ya. bu yüzden projektörle sinema sistemine o kadar para saydım.
(bkz: televizyondan soguma bahaneleri)
(bkz: aptal kutusu televizyon)
(bkz: öl geber)
çok fena sıkıcı bir sanat filmi ni uykuyla uyanıklık arasında seyreyliyorsanız, en azından filmin ve bu çilenin bitmiş olduğunuzu anlamanıza yardımcı olurlar. yok ona da yardımcı olamıyorlarsa siz iyice derin bir uykuya dalmışsınız demektir. uyanın ve çıkın o salondan.
sadece set ekibinde çalışanların akrabalarının okuduğu , o akrabaların tanıdıklarına okutmaya çalıştığı yazılardır. Onlar da zaten sadece kendi yakının adını okurlar diğerleriyle ilgilenmezler yani o yazıların tamamını okuyan bir tek kişi bile yoktur .Yazılar akarken çoğu zaman : 'Nedamet bak kız şu reci asistanı (telaffuzları da yanlıştır genelde)var ya bizim ..... .. . .. .. oğlu/kızı biliyonnu . ' türünden diyalogların (aslında diyalog değil monolog çünkü karşı taraf verecek cevap bulamaz) oluşmasına sebebiyet veren yazılardır , ah bir de o isim gözüktüğünde ahvellerdeki gururlanmayı bir görseniz... Nerden mi biliyorum ? (bkz: baba mesleği)
filmin final sahnesinde devreye giren müzik bu yazılar zamanında da devam eder. iyi de olur eğer uyuyorsa filmin müziğiyle o final sahnesi.
çarpıcı olduğu zamanlarda, şaşırttığı zamanlarda, ağlattığı zamanlarda yani kısacası final sahnesinin duyguları doruk noktaya çıkardığında, durup düşünmeye, metabolizmayı normale getirmeye yarar, hazmettiricidir bir nevi. işte o zaman okunur genelde o yazılar.
hadi televizyonlar da yayınlamıyorlar onu bir derece anlayabiliyorum fakat sinema salonlarında yayınlamamalarına çok bozuluyorum, kimin haberi olması gerekiyorsa haberi olsun.