israilli çocuklar veya bizim çocuklarımız gibi, yılbaşının gelişini kar taneleri eşliğinde değil, üzerlerine yıldırım gibi düşen, mermi ve bombalar eşliğinde bekleyen çocuklardır. ayrıca onların okullarıda yok. hem okulları olsa ne yazar ki, öğretmenleri yok. neden mi ? yıllar yılı süren orantısız savaşta, tam 120 öğretmen ölmüş. bundan olabilir mi acaba ? bence bu yüzden. onların oyuncaklarıda yok diğer ülkelerin çocukları gibi. israil ordusundan arta kalanları değerlendirmenin uğraşındalar oyun için. ha bir de en önemlisini unutacaktım; onların babaları yok...
çocukluklarını yaşayamamış garibanlardır. herkesin yaşamaya hakkı olan dünya'da bir tek onlar bu hakkı bulamamış, dünya'yı dar ettikleri düşünülerek! dünya onlara dar edilmiştir. kış uykusuna yatamamış ayının, öldürülen fokların, çatıya çıkan kedinin değeri kadar değer bulamamışlardır. nefes alma haklarının bile olmadığını bile bile sokaklarda oyun oynama cüreti gösterip daha şimdiden potansiyel terörist olduklarının sinyallerini vermişlerdir. böylece oyuncak topla bebekle oynamak yerine bombalarla tanıştırılmışlar ve geride bir sürü ah bırakan terk etmişlerdir onlara layık görülmeyen dünyayı.
ölüm boynundaki kara ilmigi koparıpta çıkmış alınçatına
zülüm barbar bir alçak gibi hüküm sürüyor acının koynunda
iklimler devşirirken kendini,
ve avuçlarken gökkuşagının yedi rengini
yangınlar sarıyor ıssız solgun kentleri
belki de bundan;
artık hüznü ve acıyı palaşıyor yaşayanlar
cüceler tanrıları duysun diye dua ediyorlar
demirci çocugun çekicini sallamasından bile
korkuyor zalimler
boyacı kızın fırçasıylakara gökyüzü yıldızlara boguluyor
kentleri agır agır saran gün yüzüne vuruyor
yalnızlıgını karanlıgın
önce topragı sonra suyu ve camları yalayarak
rengini gözlerine salıyor ölümün
ve ses, ve ses yitirmezken kendini
solgun susuşlarda umarsızlıgın
yeni bir uyanışın muştusu olup yükseliyor
kuşatılmazlıklara dogru
kimisi yüreklerini kefen gibi açıp
gömmeye hazırlanıyor ogullarını kızlarını
kimisi de bedeninden kan sızarken
özgürlügün dinmeyen ezgisiyle kuşatıyor daglarımızı
inceden bir sızı vuruyor alnına gögün
çorak toprakları bahara çalıyor ölülerimiz
ve haykırıyor
TÖREMiZDENDiR
hiç kimse süpürmeyecek o yeri
alınmadıkça bedenlerin bedeli
silinmeyecek zebanilerin kanlı ayak izleri...