amerika ve israilin birlikte canına okudukları düet. dünyanın bogazındaki en büyük yumru!
haysiyetli bir direnişin her gün suratımıza tokat gibi çarptıgı direnme!
rozetleri büyük yüregi küçük insancıkların elindeki en kırılgan oyuncak!
zamanın her an durmuşlugu, en büyük vurgunu!
son teknolojiye yalın ayak karşı koyan bebeler karşılarında donanımlı devler!
aglatan, acıtan, kanatan demokrasinin son nakaratı, bu zulme taşla, sapanla karşı koyan oyun evlatları...
çocukları saran utanmışlık varmış bu illerde ayaklar çıplak diye bilemezdik.kan gölüne bir damla daha düşsün diye, yagarken devlerin ellerinden mermiler hızla, sapanın son taşı kalmış oyun namına.
katil avrupa'nın gözü önünde tecavüze uğrayan bir ülke, nerede insan hakları, nerede o her insanın hayatını herşeyden önemli sayan avrupa, amerika, holivud filmine benzemiyor değil mi? bu tecavüze dur deme gücü olup da el uzatmayanın allah belasını versin, türkiye'ye gelip teröristler için bile insan hakları, eşitlik falan demiyorlar mı öfkemden çıldıracak gibi oluyorum, ulan adiler, tarihi bir siz mi yazıyorsunuz, bunun hesabı sorulmayacak mı, bu ikiyüzlülüğünüzü size tarih derslerinizde okutmazsak allah bizim de belamızı versin.
1516'da suriye'de mercidabık savaşı'yla yavuz sultan selim tarafından memlukler'den alınarak osmanlı devleti'ne bağlanan ve dört yüzyıl boyunca(1918) barış içerisinde hüküm sürülmüş bir devlet. bu devletin olduğu bölgeyi emperyalist ve ırkçı devletlerin politikaları bir ateş çemberine çevirmiştir ve de bunu 100 yıllık bir süreye varmadan başarabilmişlerdir, bugün osmanlı'nın dünya barışı için ne derece önemli roller oynamış olduğu gözler önündedir.
29 kasım 1947'de 2.birleşmiş milletler genel kurulu toplantısında bölünmesi kararınının alındığı ülke. bu tarihte yahudiler filistin halkının yüzde 32'sini oluşturuyor ve topraklarının yüzde 5,6'sına sahip bulunuyorlardı. bugün ise siyonist devlet en verimli yerler olmak üzere filistin toprağı'nın yüzde 56'sına sahip çıkmıştır.
şu anda olan olaylar yüzünden dünyanın ayıbı olan ülkedir. göz göre göre insanlar ölüyor ve katil israil savunmasız filistinlileri hiç acımadan öldürüyor bir anlamda katlediyolar.
filistin osmanlılar döneminde azınlık olarak ilk ayaklanan milletlerden biridir ama hala refaha ve huzura kavuşamamıştır. dileğimiz ve dualarımız oradaki insanların en kısa zamanda huzur içinde silahların olmadığı bir ortamda yaşayabilmeleri üzerinedir.
ortadoğu'nun dolayısıyla petrol zenginliklerinin dışa açılan kapısıdır. çağlar boyu istilalara maruz kalmış, hala da işgal altında inleyen mazlum insanların diyarıdır.
yatıp kalktığım, orda doğmadım için kendimi şanslı hissettiğim yer. bir kere doğar doğmaz hayata kafadan yenik başlıyorsunuz. her gün bombalanan bir halk, yakılıp yıkılan evler, sokaklarda ölmüş insan bedenleri ve ellerinde dededen kalma silahlar, çocukların içinde büyük kinin getirdiği isyanla, tanklara ve helikopterlere gözü kapalı dalan insanlar. barış kelimesinin yanlarından dahi geçmediği bir ülkenin insanlarının, dünyada ki duyarsızlığa anlam verememesini bırakın, suçlanmaları bile zaten başlı başına bir utanç vesilesi. bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetindeki ülkelerin vatandaşları, üç maymunu oynamaya devam ettiği sürece sıra onlara geldiğinde yapacakları feryatları elbet takan kimse olmayacak.
bu akşam televizyonda haberleri açıp yemek yemek için sofraya oturduğumda durumunu görüp yemeği bıraktığım ülke...
bir ana gördüm.. iki evladını öldürmüşler, biri 17 diğeri 16'sındaymış.. fotoğraflarına bakıp ağlıyor.. yapacak birşeyim yok artık geri gelmeyecekler diyor..
çaresiz..
çocuklar gördüm birkaç tane..
yaşıtları başka ülkelerde oyunlar oynar, eğlenirken onlar sokağın bir köşesine oturmuş ürkek gözlerle etrafı izliyorlar..
ne yapsın ki garipler başka...
içim acıdı filistin'e. bunlar daha ne ki binlerce manzara var, yüreğin dayanmayacağı.
sonra sonra deniz gezmiş ve arkadaşları geldi aklıma..
hani birilerinin ısrarla allahsızlar dediği..
o allahsız dedikleri çocuklar zamanında savaşmıştı burada israil zulmüne karşı..
şimdi mezardalar o allahsız dedikleri çocuklar, hem de 36 senedir.
değişen ne peki bu zaman içinde ?
ben söyleyeyim, koca bir hiç.
ii abdulhamid için şu anda ne düşündüklerini çok merak ettiğim ülke, eski adıyla kenan ili. bizi satmak neymiş bunu onlara yahudi zulmu gösterecek. ancak yine de hep arkalarındayız.
haksızlığa, sömürüye ve zulme karşı başkaldırının dünya üzerindeki eş anlamıdır filistin.
tanklara karşı taşların mücadelesidir filistin.
ve kimsenin şüphesi olmasın ki kazanacaktır filistin, kanla yazılan tarih silinmezmiş; filistinliler tarihi kanlarıyla yazıyorlar.
filistin' den bir ağabeyimizin yolladığı yazıdır. cümlemizi hassasiyete davet ettiğim konudur filistin.
S.O.S= FiLiSTiN
" .... Gazze'den selamlar gönderiyorum. Ama Allah bilir belki size gönderebileceğim son selam olabilir; çünkü bilgisayarımın pilinin son dakikalarını kullanıyorum....
Gazze'de elektrik petrol ve su bitmiş durumdadır ...Hastanelerde jeneratörlerin son mazot litreleri kullanılıyor, ondan sonra hastanelerdeki elektrikler de kesilecek. O sebepten 24 saat içerisinde 400 diyaliz hastası ölüme mahkum kalacak ve yoğun bakımda olan yaklaşık 200 genç ve yaralıyı kayıp edeceğiz.. Bununla birlikte sürekli ilaç ve elektrik gerektiren ameliyatlar durdurulacak..
Hepsi bu değil, Gazze'nin dramı daha çok hikaye anlatıyor ...Mesela fırınlarda ekmek yok, pazarda da un yok, ilaçların çoğu bitmiş durumda, sınırlar israil ve Mısır tarafından kapatılıyor.
Boynunuza emanettir ki Türk halkına söyleyin ...Biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmasa Allah'ın önünde kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden.
Ben kendimi Filistinli bir Türk olarak tanıtıyorum. O kadar seviyorum ki sizi; onun için sizden bir şey yapmanızı bekliyorum.
Ben TC'de okumuş bir Filistinli inşaat mühendisi.. ve mesajımı yayınlayacaksanız lütfen dilini düzeltin.
Gazze'den her şeyi yazmaya hazırım ben, size ve tüm gazetecilere.
Saygılarımla...
Eng. Moin Naim”
ölüm boynundaki kara ilmigi koparıpta çıkmış alınçatına
zülüm barbar bir alçak gibi hüküm sürüyor acının
koynunda
iklimler devşirirken kendini
ve avuçlarken gökkuşagının yedi rengini
yangınlar sarıyor ıssız solgun kentleri
belki de bundan
artık hüznü ve acıyı palaşıyor yaşayanlar
cüceler tanrıları duysun diye dua ediyorlar
demirci çocugun çekicini sallamasından bile
korkuyor zalimler
boyacı kızın fırçasıylakara gökyüzü yıldızlara boguluyor
kentleri agır agır saran gün yüzüne vuruyor
yalnızlıgını karanlıgın
önce topragı sonra suyu ve camları yalayarak
rengini gözlerine salıyor ölümün ve ses
ve ses yitirmezken kendini
solgun susuşlarda umarsızlıgın
yeni bir uyanışın muştusu olup yükseliyor
kuşatılmazlıklara dogru
kimisi yüreklerini kefen gibi açıp
gömmeye hazırlanıyorogullarını kızlarını
kimisi de bedenine kan sızarken
özgürlügün dinmeyen ezgisiyle kuşatıyor daglarımızı
inceden bir sızı vuruyor alnına gögün
çorak toprakları bahara çalıyor ölülerimiz
ve haykırıyor
TÖREMiZDENDiR
hiç kimse süpürmeyecek o yeri
alınmadıkça bedenlerin bedeli
silinmeyecek zebanilerin kanlı ayak izleri *