yanlış zihniyetin, yanlış önermesi. filistin mağdur bir devlettir. aynı mağduriyette olan haiti, tsunami nedeniyle güney ülkeleri, depremden sarsılan japonya, uygur türkleri gibi. olayı kişiselleştirenler utansın.
eksileyenedit: eksileyen arkadaş. kusuyorum sana doğru.
--spoiler--
Bombay Cronicle Dergisi'nin Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nden alıntılayarak 27 Temmuz 1937 yılında bu açıklamaları yayınladı. Ulu Önder, Filistin'de yaşayan Araplara yapılacak her hangi bir fenalığa Türklerin tahammül edemeyeceğini tüm dünyaya ilan ediyor. "Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez" diyen Atatürk tarihi açıklamasını şöyle sürdürüyor:
"Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için islamiyet'in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzu altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz."
--spoiler--
atatürk anti emperyalisttir. egemen devletlere karşı savaşmıştır silah arkadaşlarıyla. ezilen halkların her daim yanında olacağı garantidir bu yönü ile. götümüzden hakaret uydurmayalım.
atatürk'e faşist damgasını yapıştrmak isteyen bir gerzeğin serzenişidr.
zira ata yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeyi desteklerdi, çünkü o insana önem verirdi.
insana önem vermese ''yurtta sulh cihanda sulh'' demezdi herhalde.
mesele filistin'i desteklemek değildir. ezilen ve hakkı yenen her halkın desteklenmesidir.eğer bu destek sadece şeriatçılar tarafından verildiği sanılmaktaysa yanılgı vardır orda, çünkü bu ülke de yıllarca solcular filistin'e ellerinden geldiğince destek olmuşlardır. *kemalistler ise daha yeni yeni filistin lehinde taraf tuttuklarını belli etmektedirler.
"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931'de söylenen ve anayasada yer alan temel dış politika düsturudur.
Dünyada olabilecek herhangi bir rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini, bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorunlarına kayıtsız kalamayacağını ifade eden Atatürk'çülüğün bütünleştirici ilkelerindendir. bu bağlamdan bakıldığında, asıl dünya üzerinde haksızlık içeren bir durumu onaylamak; ata'nın çizgisinin dışına çıkmak demektir.