birinci dünya savaşında filistin ve hicaz-yemen cephelerinde on binlerce şehit bıraktık. Oralara gönderilip ölmeden yaralanmadan dönmek nasip olan az sayıdaki kişiden biri de dedemin babası. eline verilen satırı ingiliz askerlerinin başına yıldırım gibi indirmiş, 20li yaşlarda bakımsızlıktan, çölde kum fırtınalarından saçları dökülmüş. Dindar bir müslüman olarak, arapların halini ve medeniyetsizliğini gördükçe araplardan nefret etmiş.
Okçu Bilal ve mekânı meçhul Burak da gidecekse ve "biz gidiyoruz seni de alalım la cedidacer" derlerse seve seve giderim. Gerçi onlar Mavi Marmara'nın Kuzey Kıbrıs'a yanaşıp Akape Milletvekillerinin inmesi gibi yarı yolda satışa getirirler beni ya; neyse. Deneyim olur hiç değilse. Ben kimsenin yerini bilmediği (hatta öz kardeşi Bilal'in bile) Burak'la birlikte Gazze'ye gittim koflikler, derim. Tabiki dönebilirsem...
Kısa ve net hayır. Herkes taş atsın kolu açılsın. vatan sahibi olmak kolay değil, onlar da zor yoldan öğrensinler ki, vatanlarinin kıymetini bilsinler.