hamas ve el fetih yanlıları arasındaki çatışmalardır.
paylaşılamayan nedir. iktidar kavgası silahlamı yapılır. yazıktır.
(bkz: filistin)
(bkz: hamas)
(bkz: el fetih)
eşyanın tabiatına uygundur. 1948'den beri bir bütün halinde kurtuluş mücadelesi vermekten aciz bir halk tabii ki kendi içinde çatışmaya mahkumdur. filistinlilerin kendi vatanlarını savunmaktan bu kadar aciz olmaları beş yılda ülkesini fransız, ingiliz, italyan, rus ve yunan işgalinden kurtaran bir milletin mensubunun kesinlikle anlayamayacağı bir şey.
peşin edit: "israilin arkasında abd var" falan demeyin, yunanların arkasında da o zamanın süper gücü ingiltere vardı. başımızdaki hükümet (damat ferit) wilson prensiplerinin uygulanacağını sanacak kadar saf (hain) olmasaydı ingilizler mustafa kemal'in halep dışındaki savunmasını kolay kolay geçemezlerdi, zaten çanakkale'yi de geçemediler. osmanlı ordusu bitik de olsa anadolu'nun işgalini engelleyecek güçteydi. ordu yok edildikten sonra da halk işgallere karşı koydu. bu entryyi kötüleyecek arkadaşlar lütfen antep'in nasıl gazi, maraş'ın nasıl kahraman, urfa'nın nasıl şanlı olduklarını öğrensin.
israil'in kendi eliyle yapamadığını kardeş eliyle yapmasıdır. savaşılması gereken direniş gösterilmesi gereken israil'ken neden kardeş kavgasına tutuşurlar anlaşılmış değildir. Bir an önce iki tarafından kendilerine gelip gerçek varolma nedenlerini, gerçek kuruluş nedenlerini hatırlamaları gerekmektedir. diğer ortadoğu, güney amerika ülkelerinin düştüğü tuzağa düşmemeleri gerekmektedir. Filistin kalk ayağa ve toparlan, yıllardır zülmüne uğradığın israil'e karşı direnmeye devam et. intifada intifada yine billahi intifada!
bu çatışmaların sonunda görünen o ki bu insanlar birbirleriyle çatışa çatışa sonunda birbirlerini bitirecekler ve ortada çatışacak kimseler kalmayacak...
çok basit ama etkili bir oyun şuanda oynanan ve iki figuranı bu oyunun: hamas ve el fetih.
tarih boyu farklı oynanmıştır, yönetme oyunu. kimi devletler tanklı-tüfekli girerken düşman topraklarına, kimileri farklı şekilde istediğini yaptırmıştır diğerine. farklılıkları kışkırtmak, zıtlıkları çarpıştırmak çoğu devletin, önce zayıf düşürülüp ardından da kolayca buyruk altına alınmasına neden olmuştur.
filistin'de de yapılan budur. aslında ortada farklılık arz eden birşey yoktur. o yüzden öncelikle farklılık yaratılmıştır ve gerisi gelir doğal süreçte. özünde(!) bağımsız filistin saikiyle kurulmuş iki örgütlenme: hamas ve el fetih.
oysa ne olabilir bu iki örgütün derdi? (bir an için, iktidar aygıtına sahip olma hevesini bir kenara bırakırsak) zaten egemenliğin tartışmalı olduğu bir topraktasın, bağımsız filistin'den başka daha öncelikli ne gibi bir kaygınız olabilir? kuruluş amacınız neydi? ne değişti?
esasen arap ırkının yapısı da bu ayrılığa, çatışmalara neden oluyor galiba. bu adamların garip bir durumu var. objektif millet anlayışına göre millet, bir takım objektif bağlarla birbirine bağlanmış topluluktur. nedir bu bağlar: dil, din, ırk. şimdi arap yarımadasını düşünelim.. ırkları aynıdır, arapça konuşurlar, farklılıkları olsa da esasen müslümandırlar. ama ona rağmen birliklerini sağlayamamışlar. birçok devlet, ortak tehlikelere karşı koyma refleksi, birlikte yaşama arzusu, ortak geçmiş gibi subjektif bağlarla birliğini sağlamışken, araplar, bırakın birlik olmayı kalabalıktan öteye gidememiştir.
filistin i islam devleti haline getirmeye çalışan, arafatın evini yağmalayan, el-fetih yöneticilerini infaz eden yani sanki israil gibi davranabilen, gazzeyi israil saldırılarına açık hale getiren hamasla; abd nin, israil in kucağına oturmak üzere olan, para babalarının yöneticilik yaptığı, geçmişinden çokça uzaklaşmış (bkz: filistin kurtuluş örgütü) el-fetih in tarihe ihanet eden iktidar çatışmalarıdır. ama filistin halkı yorgundur, batı şeria ve gazze yorgundur. onlar için üçüncü bir yol gerekiyor. çünkü iktidar her yerde, direniş de.