huzur içinde büyümek istediği yurdun da, evin de hiç bilmediği askerler tarafından babasının öldürülmesini görüp tonluk savaş araçlarına umut ve inancı bağladığı taşları atmaktır...
israilli çocuk : babam bana dedi ki; siz araplar şeytansınız, teröristsiniz, hayvansınız!!
filistinli çocuk : babam bana hiç bir şey demedi. sizinkiler öldürmüş!!!
bir uçurtmanın peşinden koşan nice çocukların oldugu neşeli zamanlar vardı çok eskiden. muhtemelen bakarak uçurtmanın renkli kuyruguna hayal kuracaklardı ve gün gelecek bize hediye gelen burun büktügümüz bilmem ne marka ayakkabılara onlar beş takla atacaklardı eminim.
lükse eksik kalan bu çocuklar acı öykünün kahramanları olamayacak kadar savunmasız kalmayacak, oyuncakların içine bomba koyacak bir zihniyetin havaya savrulan parçaları olmayacaktı.
ellerini kaldırıp gökyüzüne dogru söylenecekti barış şarkılarını neşe içinde belki de! oynarken kırmızı başlıklı kız masalını, kurtlara yer verilmiyecekti kendi sahnelerinde.
kendi akranlarına mektuplar yazacaklardı sessizce! ama asla izin verilmeyecekti bombaların üstüne "NiCE YILLARA ÇOCUKLAR" denmesine.
bittigi için kopmuş parmakların kuvveti, asılı kalmışken hayata dair umutlar tek temennim yazılanların bu olması gerektigi;
"zamansız umutlarımızı aldıgın o günlerde, içine kırgınlıgımızı sundugumuz mektuplar karaladık sana en has şaşkınlıgımızı da içine koyarak. sevgimizi de katıp yazdıgımız müsvettelerimizi buruşturup savuracagız kanlı aynana!
ve dev aynanın tuzla buz olacagı o gün;
kağıdın ağırlıgından değil yazdıklarımızın ağırlıgından bogulacaksın kendi kanında"
dünyadaki en büyük zulme maruz kalmaktır. babasının gözü önünde annesinde
tecavüz edenleri izlemektir. mevzu terör değil, insanlıktır.
amerika'nın, israil'in özgürlük diyerek sivilleri, çocukları, bebekleri öldürdüğü,
halkı vurma gerekçesinin terör olduğunu bilmeyen insandır.
buna seyirci kalmak, bir insanlık dramıdır. hala onların yolundan gidenlere
yazıklar olsun. bunları görüp, hala israil'i destekleyen varsa eğer, vicdanını sorgulasın.
filistinde çocuk doğulmaz zira insanlar çocuk,genç,yaşlı,erkek,kadın gibi sıfatlar yerine ölü veya diri gibi sıfatlar alır.filistinde çocuk olmak nefes almanın ve gülmenin kıymetini bilmektir.orada hüzün ve talihsizlik genetiktir.
güne silah sesleriyle başlayan, kahvaltıda gözyaşı ile yoğrulmuş ekmek yiyen, eline kitap yerine silah almak zorunda olan, sapanla kuş vurmak yerine tank avlayan, ailesinden en az birini şehit vermiş, ölse de yolundan dönmeyecek olan çocuktur. aslında çocuk değildir, hepimizden büyüktür.
lütfen izleyin, beş dakikalığına da olsa hiç yılmayan o ruha tanıklık edin;
"benim adım filistin
adı tüm meydanlarda yazılan filistin
adı beni saran ve kuşatan filistin
ruhumun en derinliklerine işleyen filistin
topraklarının beni tanıdığı,
benim de onu tanıdığım filistin.
"onu değil, beni parçalayın." dediğim vatanım,
geçmişten beni her an çağıran selahaddin,
beni binlerce esiri ve mahkumuyla
her zaman yardıma çağıran mescid-i aksa
ey aksa! ümmetin ilk kabesi,
siyonistleri kahreden edanla paramparça et!
siyonistlerin ruhunu söndüren akşam
gökyüzünü filistin bayrağıyla donat!
filistinim...filistinim...filistinim..."
"baba! diyorlar ki sen suçlusun,
baba! sen suçlu değilsin.
baba! seni neden benden esirgediler?
seni tutukladılar,
beni bir kez öpmeden,
annemin gözyaşlarını silmeden.
anne! her sabah yanaklarında gözyaşı görüyorum,
filistin her şeye layık değil mi?
her gün güneşe sesleniyorum,
anne! babamı bir kez daha görebilecek miyim?
yoksa, yoksa kıyamete kadar bir daha göremeyecek miyim?
yoksa annemin gözyaşları kıyamete kadar akacak mı?
baba! baba! nerdesin?
ey ezilmiş çocukluğum...
ey ezilmiş çocukuluğum,
ben filsitin in çiçeğiyim,
babamı hiç öpmedim, güneş doğduğundan beri,
bayramlar bayramı, senlikler şenlikleri kovalıyor.
şehit üstüne şehit düşüyor.
babam demir parmaklar arkasında,
kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde.
o gün ne zaman?
parmaklıkların parçalanacağı gün ne zaman?
her sabah çocuklarını öpen babalar!!!
her sabah çocuklarını öpen babalar!!!
çok şey mi istiyorum?
çok şey mi istiyorum?
utanın...
utanın...
utanın...
ve babam demir parmaklıklar arkasında....
babamı istiyorum...
babamı istiyorum...
babamı istiyorum...
babamı istiyorum..."
kursunları misket, misketleri kurşun yapmaktır.
hayatı ne büyük ne çocuk olamadan elden kaçırmaktır.
teni gençlik şarkıları söylerken, gözlerinde bir ihtiyarın aglamasıdır.