4-4-2'de efsane bir ikinci forvet olabilecekken maalesef çağın azizliğine uğradı ve modern futbol 4-3-3'ünde kendine yer bulamadı. aslına bakılırsa kanat futbolu oynamayan 4-3-3lerde ileri uçta çok da iş yapardı ama türkiye'de böyle bir oyun olmadığı için harcandıkça harcandı. bir aralar sağ beke kadar düşecekti ki "sikerim adaletinizi" deyip avustralya'ya gitti.
2008 de beşiktaş ın Manisaspor u 5-1 yendiği maça arkadaşların gel lan inönüdeki son maç olacak bu maç ısrarıyla gittiğimde ilk kez canlı canli izlediğim ve o maçta 1 gol atan futbolcu.
her transfer döneminde başka takıma kakalanmaya çalışılmaktır. kim bilir belki bakkalın 10 kuruş yerine verdiği sakızlar gibi değersiz hissetmektir kendini.
sürekli yetersiz olmaktır. transfer listesinde olmak yetmez üstüne bi de bir miktar para önerilir.
gidişi üzücü olsa da gerekliydi. artık günümüz futbolunda hücum oyuncuları sadece 1-2 sisteme bağlı kalıp oynayamıyorlar, çeşitlilik göstermeleri gerek. işte holosko'da bu sebepten dolayı gitmiştir. çünkü kendisinin etkili olduğu sistem çift forvetin yardımcı forveti, zamanında bobo ile bu sistemde çılgın atmış kupalar getirmişlerdir. ama artık hücum oyuncular kanatlarda oynayabilmek zorundalar. neyse işallah rize'de başarılı olur ama tabi bize gol atmadan.
not: ayrıca kendisi bir miktar para kazandırıp gitmiştir. rize 1 yıllık kiralama bedeli olarak beşiktaş'a 550bin euro ödeyecektir. tabi kiralık durumu yanıltmasın seneye sözleşmesi bitiyor, yani sattık.