Bir kişi veya topluluğun; varlığını, yeteneğini, emeğini gönüllü olarak insanların daha iyi bir hayat yaşaması için veya devlet gibi kurumlardan halihazırda aldıkları hizmetleri daha verimli şekilde kullanabilmeleri için hayrına harcaması.
Hayırseverlikten farkı; günümüzde gizli işleri saklamak, isim aklamak için menfaat amaçlı kullanılmasıdır.
Örneğin;
"Rockefeller ailesinin filantropi amacıyla 1940’ta kurduğu 860 milyon dolarlık fon, Mart 2015’te fosil yakıtlardan çekileceğini açıklamıştı. Gelirini büyük oranda fosil yakıtlardan sağlayan ailenin kararı ciddi bir sembolik öneme sahip."
aslında bir sosyal dönüşüm ile ilintili kelimedir.
geleneksel yapıların hakim olduğu toplumda zaten belli bir birlik ve aidiyet anlayışı yerleşiktir. bireyler o toplumda gözetilirler. fakat sanayileşmiş, kalabalıklalaşmış, şehirleşmiş toplumlarda geleneksel toplum yapıları artık işyevsiz hale gelmektedir. artık eski toplum yapılarının kollayıcılığından mahrum hale geliyor birey. özellikle de şehirlerde. filantopi de tam burada burada devreye girer. özellikle muhafazakar korportatist yaklaşım şehirde yalnız kalan bireyin devlet tarafından kollanmasının gerekliğini savunur. bunun arkasında o bireyin "muzır" sayılan akımlara yönelmesi endişesi vardır. daha açık ifade etmek gerekirse işçi komünist olmasın, gibi. öte yandan liberal yaklaşıma göre filantropi bir stigma yaratma tehlikesi barındırır. sosyalist yaklaşım da bunun yanında. ama bir farkla. korporatist model toplumdaki geleneksel hiyerarşik yapıya halel getirmeyen hatta aşağıdan onu yeniden üreten bir yardım düzeni taraftarı iken sosyalist modern bunu tersinden ele alır.
Az önce karşılaştığım kelime. Falan-filan işleri diye boş bir anlamı var sandım. Meğerse, başkalarının ekonomik, tıbbi, insanı açıdan refahlarını yükseltmek için yapılan çalışmaların tamamına filantropi deniyormuş.
Sabancı Vakfı da her sene düzenli olarak Filantropi semineri düzenlermiş.