hayatta hiçbir ülküsü olmayan insanların yapabileceği bir davranıştır. Boşu boşuna yaşar, dünyanın yalnızca ticaretten oluştuğunu sanar. Biz bu dünyaya hayvan gibi zevk etmeye değil, ömrümüz boyunca bir ülkünün uğruna çalışmaya, koşuşturmaya geldik. işte o kadar.
bu insan aşmış insandır. bu tür insanlar az konuşur çok şey anlatırlar. bu insanları konuşturmak zordur gerçekten çünkü inandığı şeye öylesine bağlıdır ki başkası ne söylerse söylesin kulak asmazlar. baskın karakterleri vardır. kendi doğrularından şaşmazlar. her zaman dimdik ayakta ve irade abidesidirler. çünkü kimseyi bir şeylere inanmaya ya da inandıkları şeyleri kabul ettirmeye yada kanıtlamaya gerek duymazlar başka bir deyişle sallamazlar. o nedenledir ki bu insanlar azınlıktadır. çünkü ben dahil herkeste haksızlığa yada inandığı görüşü savunmaya karşı bir çaba var. en azından çevremde bu böyle. ben isterdim ki böyle bir insan olayım ama zor yapım gereği. bazen gerçekten fikirlerimi söylemeye gerek duymayacak kadar rahat bir insan olmak isterdim.
gereksiz fikirlere itibar ediyordur. oysa insanlar zaten ideolojileri olmasa et parçasından öteye gidemez ve bir insanı insan yapan ne eli, ne kolu ne de bacağıdır, onu insan yapan ideolojisidir. ideolojisi olmayan birinin yaşamak için gayesi de olamaz.
vardır böyleleri. en çetin tartışmalarda bile sessiz kalırlar ve de hiç görüş bildirmezler. sorulduğunda ise yapılan tartışmanın gereksiz olduğunu düşündüğü için fikir belirtmeye gerek görmediğini söyler.