günümüzde savaşların nasıl yapıldığını tekrar tekrar karalamaya lüzum yok. ülkenin içindeki bazı gruplara alttan destek ver, ülke onunla savaşmaktan heder olsun ordusuyla ekonomisiyle; sonra "adalet getiriyorum." diye çök o ülkenin tepesine. tüm dünya alkışlasın, bir taşla bin beş yüz kuş.
bizim coğrafya halkının farketmediği (devletler farketmemiş olamaz, farketmemiş gibi yapar) bir şey var. pkk olsun, işid olsun veya herhangi bir oluşum olsun. bunlar dağdaki, çöldeki adamı öldürerek bitmez. yalan da olsa yanlış da olsa kendilerince kurdukları bir düşünme sistemi, taraf var. sürekli yenilerini bulur bu insanlar, bugün tüm işidlileri öldürsen on sene sonra çok daha fazla adamla karşına dikilir bir bakarsın. nitekim 1995'te pkk dağlarda yok olma eşiğine gelmiş, yıllarca tek şehit verilmemişti. şu ansa durum ortada. ilk adım elbet silahlananlara karşı koymak ve saldırmaktır, lakin dağdaki adam bitince o olayın son bulacağını söylemek bu halkı kandırmak, oylamaktır.
o silahları kendileri mi üretiyor, ekonomileri kendilerinden mi? önce sağlam ve karakterli bir istihbaratın olacak. bunlara destek sağlayanlara kabus gibi çökeceksin. zaten bunların silahı, geliri kalmayınca kendiliğinden dönerler. diyelim ki dönmediler, hiç zorlanmadan dağları çölleri temizlersin. ama asıl iş bu fikirleri öldürmektir, eğitim ve insanlıktan geçer. yeni insanlar davamız deyip çalışmalara başlayamamalı, istihbarat çökmeli tepelerine. insanlar da "hassiktir" diyebilmeli davamız diyene. yoksa anca mahalle kavgası gibi bu saçmalık otuz değil elli sene daha büyüyerek devam eder. en son ülke bitap düştüğünde gelir birileri "adalet getiriyorum." diye girer postallarla ülkeye. tüm dünya alkışlar. bizim koyunlar hala uyanmaz.