ne hürriyeti efendi, hangi hürriyet?
hakikatin emin olduğu, sabit olduğu, beşeri bir katiyet haline geldiği yerde kimseye rey sormazlar...
reisi cumhur hastalanınca atarlar bir arabaya bir sedye içinde sokarlar bir hastaneye doktor teslim alır, yatırır, sormaz hangi ilacı istiyorsunuz, hangi bıçağı seçiyorsunuz... kendi seçtiği bıçakla yırtar, yarar, diker, sarar taburcu eder bu kadar.
demek ki orada bir hakikatin otoritesi var.
şu halde hürriyetin tarifi çıkıyor meydana. hürriyet hakikate esarettir...
ve hür olmak isteyen hakikate esir olsun, yoksa başıboşluk davası değil.
işte beşeriyetin halâ halledemediği dava budur.