biraz ikinci plana atılmış olmalarından kaynaklı olduğunu düşündüğüm mevzu. sinemada, özellikle türk sinemasında bir çok örneği vardır bunun. filmin başına oturulmuştur izlenirken o figüranın önceki filmde de çok başarılı bir oyunculuk çıkardığı anımsanır ve akabinde aile fertlerince isim bulma telaşı söz konusu olur. klasik bir türk evi sendromudur bu. çoğu zaman da ortak bir payda da buluşulmaz. isimler birbirine karışır, fikir birliğine varılmaz. onun ismi bu değil sen zaten her şeyi çok bilirsinlerle konu tatlı bir harereti de beraberinde getirir.
aslında hakikaten iyi oyunculuklar söz konusudur bazıları tarafından. lakin belki de hayat yürü ya kulum dememiştir diye düşüncelere sevk eder beni bu adamlar. hayata dair bir ikincillik söz konusu çünkü. gerçi bu ikincilliği hiç hak etmemeleri ve de sinemanın gerçek emekçileri olduklarını görmezden gelemeyiz. bu kapılar ardında kalan yaşam serüvenleri heyecanlandırır her seferinde beni. niceleri var, bir çok filmi gizlice kurtaran.nicelerinin de isimlerinin jenerikte küçük harfle yazılamayacak kadar büyük oyuncuları var. ve hala keşfedilmeyi bekliyorlar umarsızca.
-işte bunu diyorum ben, ayhan ışık'ın arkasındakini.
-hı o şu x filminde oynayan değil mi?
- yok bee ya. o, x filmin de oynamadı.yanılıyorsun sen.
-karıştırdın sen onu ahmet kostarika'yla.
-karıştırmış olamam o film de gazinocunun adamıydı o.
-geç onu sen, kasaptı o öteki film de.
-bak bu adamın adı neydi yaa?
-soktun akşam akşam aklımıza, kahretsin!(uyuyamam ki şimdi ben)
-bence bunu bilse bilse necati bilir.
-o figüranların hepsini biliyordu!
-nasıl anlatcaksın ona o adamı.
- basit basit bir telefon açalım dur bekle.
-vayy bee oktay yavuz'muş o ya.
-ikimiz de bilemedik sonuç olarak(o da bilemedi ya gene de mutlu)
-uleen bir daha aklımıza sokup durma şu isimleri.
-çıkaramıyoruz, ömrümüzden ömür geçiyor!
edit:tabii çok geçmez ertesi gün 2 isim hatırlanamaz. en sonunda mevzu, necati'nin bıkıp telefonlara çıkmamasına kadar gider. sen misin böyle özel bir ilgin olduğunu paylaşan? bıktırırlar adamı saç sakal beyazlar!
evde tatlı bir hararetin ve fikir teatisinin alıp yürümesini sağlayan hadisedir.
önce filmin çekildiği yıla bakılır, peşisıra dönem analizi yapılır. o dönemin filmleriyle ilişkisel bir bağ kurulur. geçmişin nostaljisine dair özlem lezizdir her haliyle.