dün sabaha karşı kendimle konuştum
ben hep kendime çıkan bir yokuştum
yokuşun başında bir düşman vardı
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum.
mısrasıyla bağdaştırdığım film. brat pitt'in kült filmlerinden. bu kadar popüler olmasına karşın böyle filmlere imza atması mutluluk verici.
örnek : (bkz: seven)
* yönetmen david fincher 150 top film, ki 120 dakikalık bir film için gerekenden 3 kat daha fazla film harcamıştır.
* Filmde tyler durden aslında kitapta da anlatıldığı gibi ev yapımı patlayıcıyı daha geniş ve uzun anlatacakmış ama kamu güvenliği için reçeteyi değiştirmişler ve sahneyi kısaltmışlar.
* kitabın yazarı palahniuk, filmin kitabın geliştirilmiş versiyonu olduğunu söylemiştir.
* edward norton 1998'de çekilden film Rounders'da sigara için poker oynayan bir karakteri oynamasına rağmen sigara içmemişti. ama bu filmde içmeyi kabul etti.
* şehirde film çekimi sırasında sesten rahatsız olan biri apartmandan bira şişesi fırlatmış ve şişe görüntü yönetmeni Jeff Cronenweth'a isabet etmiş, kafasında ufak bir yarık açmıştır. Ciddi bir yaralanmaya sebep olmadı ama kısa süre sonra bira şişesini atan adam tutuklandı.
* edward norton'ın uçakla geziler yaptığı bölümde hotelde kalırken, televizyonda hotelin reklamını gösteriyor. o reklamlar bir grup garson ellerini açarak "welcome!" diyor. önde en sağda brad pitt var.*
* filmde 5 sahnede 25inci kare* olarak erkek organı beliriyor.
izlemeden once, ismine kanıp bastan asagı dovus filmi oldugunu, konusunu sokakta yasayan, surekli birbirleriyle dovusen zuppeler oldugunu sandıgım fakat izleyince, filmi izleyenlerin de tahmin edecegi gibi deli gibi sasırdıgım basyapıt. fakat kanımca en az 2-3 kez izlemek gerek. zira boylesine nakıs gibi ince ince ve ozenilerek islenmis film normal bir filmden daha farklı bir degerlendirme gerektiriyor.
* anarşizmin yeraltı yanının yansıtıldığı "siyasi" içerikli bir filmdir. hatta ve örneğin kadıköy'deki alkım kitabevi'nde siyaset bölümüne alınmış bu kitap. görünce gözlerim yaşardı. yani kitabın kalitesine diyecek söz yok. zaten fazla söze de gerek yok...
aslında bizim olduğumuz yerde değil olmamız gereken yerde oldumuzun farkına varmamızı sağlayan filmdir.sistemin çarkları bizi ihtiyacı olan şekle girdirir ve biz her zaman bulunmayı bekleyen hint kumaşları olarak kalırız.edward norton un oyunculuğu ve marla singer karakteri sinemanın kültleri arasındadır.
gözden çok kulağa hitap eden filmdir. *
--spoiler--
özgürlük ümidin bitmesiyle başlar. **
insanlar ancak ölüme yaklaşınca dinlemeyi biliyor, konuşma sırasının gelmesini beklemiyor.
--spoiler--
filmi izledikten sonra kitabının da mutlaka okunması gerekir. zira kitaptaki final daha farklıdır.
--spoiler--
kitapta amaç medeniyeti yok etmektir. medeniyet yok olursa dünya daha iyi bir yer olacaktır.
geri dönüşüm falan hepsi palavradır. dünyanın kendini toparlayıp yenilemesinin tek çıkar yolu medeniyetin yok olmasıdır.
kitaptaki tyler durden, kahramanımızın müdürünü ve fight club'u kapatmaya çalışan bir polisi öldürmüştür.
müdürü öldürmek için, bilgisayarının monitörüne bir delik açmış içini birkaç kg benzinle doldurmuştur. müdür pcyi çalıştırınca fena gebermiştir.
ayrıca kahramanımız garsonluk işinden ayrılırken, müdüre eğer maaşını ödemezse, gazetelere, çorbalara işediğini itiraf edeceğini söyler. belki onu hapse atabileceklerini ama bir daha bu otele kimsenin gelmeyeceğini söyler. sonra müdür güvenlik çağırır adamımızın kendini dövdüğü sahne de buradadır.
sinema makinistliğinden ayrılırken de şantaj yapar. bu sefer küçük çocukların çizgifilm arasında, saniyenin altmışta biri kadar bir sürede gördüğü penislerle ilgili. birkaç yıldır elinin altından geçen her filme porno kare eklemiştir. eğer çocukların anneleri dava açarsa biteceğini söyler bu müdüre de. istediğini alır yine.
--spoiler--
--spoiler--
brad pitt'in edward norton'u geri aradığı sahnede telefonun üzerinde yazan "gelen aramalara kapalıdır" yazısı dikkat çekicidir.
--spoiler--
evvela bir chuck palahniuk kitabıdır ve sanırım kitaptan uyarlama filmlerin arasında şimdiye kadarki en iyi filmdir. geri kalan her şey (aslında bu da dahil olmak üzere) söylenmiş olsa da, istedim ki benim de adım geçsin tanımlarında.
"Hayatta hiçbir zaman sahip olamayacağım bütün güzellikleri yıkıp yoketmek istiyordum.Amazon yağmur ormanlarını yakmak istiyordum.Uzaya klorofluoro-karbon gazları pompalayıp ozon tabakasında koca koca delikler açmak istiyordum.Dev tankerlerin boşaltma vanalarını açmak,açık denizlerdeki petrol kuyularının kapaklarını kaldırmak istiyordum.Yemeye paramın yetmediği bütün balıkları öldürmek,asla göremeyeceğim Fransız kumsallarını kirletmek istiyordum.Bütün dünyanın dibe vurmasını istiyordum.O çoçuğu yumruklarken aslında yapmak istediğim şey;sikişmeyerek türünü tükenmeye mahkum eden her pandanın ve pes edip kendini karaya atan her balinanın,her yunusun alnının ortasına bir kurşun sıkmaktı."-----(Chuck Palahniuk---Fight clup, Sayfa 109, Ayrıntı Yayınları, 2005 istanbul)